Katâde İbni Numan (ra) Kimdir?


 Katâde ibni Numan radıyallahu anh Uhud kahramanlarından bir yiğit… Müşrik oklarına karşı vücudunu siper ederek Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizi korumaya çalışan bir bahadır… Uhud günü göz çukuruna şiddetli bir ok isabet etmesiyle dışarı çıkan gözünü avucunun içine alarak Efendimizin huzuruna gelen gözü pek bir mücâhid… Soğukkanlı, cesur ve şecaat sahibi bir kahraman…

O, Ensarın ileri gelenlerinden olup Evs kabîlesinin Zafer kolundandır. Akabe’de İslâm’la şereflenmiştir. Annesi Enîse binti Kays en-Neccârî’dir. Katâde (r.a.) Bedir, Uhud ve diğer bütün savaşlarda bulundu. Mekke fethi günü Evs kabilesinin Zafer kolunun bayrağını taşıdı.

GÖZ MUCİZESİ

O daha çok Uhud günü gösterdiği kahramanlıkla meşhur oldu. O gün cânını fedâ edercesine bir gayretle müşrik oklarına karşı vücudunu siper etti. İki Cihan Güneşi Efendimizi korumaya çalıştı. Onun o günki gayretlerini, kahramanlıklarını ve başından geçen hallerini ashâb-ı kiramdan Câbir İbni Abdullah (r.a.) bize şöyle nakletmektedir:

“Uhud savaşı Rasûlullah (s.a.)’in zorda kaldığı bir gündü. O gün etrafına toplanan ashâb-ı kiram müşrik oklarına ve kılıçlarına karşı vücudlarını siper ederek Efendimizi korumaya çalışıyorlardı. Katâde (r.a.) da bu mücâhidlerdendi. Çarpışırken müşriklerin attığı bir ok onun gözüne isabet etti. Gözü dışarı fırladı. O, gözünü avucunun içine aldı ve Rasûlullah (s.a.)’e doğru yaklaşmaya başladı. Onu bu halde gören İki Cihan Güneşi Efendimiz elindeki gözü aldı ve çıktığı yere, göz çukuruna mübarek elleriyle yerleştirdi. Yerine konan göz aynen eskisi gibi sağlamlaştı ve görmeye başladı.”

O gün Rasûl-i Ekrem (s.a.) Efendimizin bir mûcizesi Katâde (r.a.) üzerinde böylece görülmüş oldu. İmam Âzam Hazretleri bu mûcize-i nebevîyi yazmış olduğu nât-ı şerif’in bir mısraında: “Mûcizenle geri getirdin Katâde’nin gözünü” sözleriyle dile getirmişlerdir.

Katâde (r.a.) teslimiyet, muhabbet, hizmet ve sadakatiyle kendisini Fahr-i Kâinat (s.a) Efendimize sevdirmişti. Onun huzûrunda bulunmak onunla beraber olmak, onun sevgisini yudumlamak en büyük gıdası idi. Resûl-i Ekrem (s.a.) ona özel ikramlarda bulunur hediyeler verirdi. İltifat eder, nasihatler yapardı.

ETRAFINA IŞIK SAÇAN DAL

Bir gece Katâde (r.a.) yatsı namazına gidiyordu. Karanlıkta Resûl-i Ekrem (s.a.) Efendimizle karşılaştı. Efendimiz ona: “Katâde sen misin?” dedi. O da: “Evet Ya Rasûlallah!” dedi. Efendimiz: “Dönüşte bana uğra!” buyurdu. O da namazdan sonra uğradı. İki Cihan Güneşi Efendimiz ona bir hurma dalı verdi. Gece karanlıkta bir yere giderken yanında taşı dercesine nâzikâne bir ikramda bulundu. Katâde (r.a.) de o günden sonra gece dışarı çıktığında etrafa ışık saçan o hurma dalını yanından hiç ayırmadı. Mescide gidiş-gelişi bu sayede daha da kolaylaşmış oldu.

HASTALIĞIN ÇARESİ

Bir gün şu nasihatlarda bulundular: “Size hastalığınızı teşhis ettirip, tedavi çareleri sunan Kur’an-ı Kerim’dir. Hastalığınızın sebebi kendi ellerinizle işlediğiniz günahlarınızdır. Tedavisi ise; tevbe ve istiğfardır.”

“Kabir azabı üç şeyden meydana gelir. Gıybet, nemime ve idrardan sakınmamak.”

“Elbise, servet, güzellik ve ilim gibi nimetler kendisine verilip de tevâzu etmesini bilmeyenelerin bu varlıkları kıyâmet günü kendilerine vebâldir.”

Katâde İbni Numan (r.a.) 644 m. tarihinde 65 yaşlarında iken vefat etti. Namazını Hz. Ömer (r.a.) kıldırdı. Cenâb-ı Hak’tan şefaatlerini niyaz ederiz. Amin.