Said Bin Zeyd (r.a.) Kimdir?


Saîd bin Zeyd (r.a.) kimdir? Hayattayken “Cennetle müjdelenen 10 sahabi”den biri olan Saîd bin Zeyd’in (r.a.) hayatı…

Aşare-i Mübeşşere’den, yani dünyâda iken “Cennetle müjdelenen on sahâbî”den biri. Künyesi Ebû Aver ve Ebû Sevir idi. Nesebi Sa’îd bin Zeyd bin Amr bin Nüfeyl bin Rezâh bin Adiyy bin Kâ’b bin Lüeyd idi.

PEYGAMBERİMİZLE AKRABA

Kâ’b bin Lüey’de Peygamberimiz Muhammed (aleyhisselâm) ile nesebi birleşir. Annesi Fâtıma binti Ba’ce İbni Halef el-Huzariyyedir. Dedesi Amr, Hazret-i Ömer’in (r.a.) amcasıdır. Hazret-i Ömer’in (r.a.) hem eniştesi hem de kayınbirâderidir. Kızkardeşi Âtike binti Amr, Hazret-i Ömer’in, onun kızkardeşi Fâtıma (r.a.) da kendisinin hanımı idi.

Saîd bin Zeyd (r.a.), Medine’ye yakın yeşilliği bol ve güzel bir yer olan Akîk’te yetmiş yaşlarında vefât etti. Cenâzesini Sa’d bin Ebî Vakkas (r.a.) yıkayıp, techîz etti. Abdullah bin Ömer (r.a.) namazını kıldırdı. Medine’de Bâki Kabristanlığına Ashâb-ı Kiram‘ın omuzları üstünde getirilip, Sa’d bin Vakkas (r.a.) ile Abdullah bin Ömer kabre indirerek defnedildi.

Hazreti Saîd bin Zeyd (r.a.) İslam ile ilk şereflenenlerdendir. Babası Zeyd bin Amr bin Nufeyl, Hz. Ömer’in (r.a) amcazadesidir.

PUTLARA HİÇBİR ZAMAN TAPMADI

Hayatında hiçbir zaman putlara tapmayan Zeyd, onlar adına kesilenleri de yememiş, daima Hanif dinini aramış, Tevhid yolunu tutmuş bir bahtiyardır. O cahiliye adetlerinden uzak kalarak yaşamış, çevresinde yüksek zekası, ahlak ve seciyesi ile tanınmıştır. O diri diri kumlara gömülmek üzere olan kızları kurtarmak için çalışmış kızını öldürecek kişiye “- Onu öldürme. Onun bütün ihtiyaçlarını ben temin edeceğim, diyerek elinden almıştır. O çocuk büyüyüp yetiştiğinde de babasına ‘ işte kızın, istersen sana vereyim, istersen ihtiyaçlarını karşılamakta devam edeyim” dermiş.

“BEN PUTLAR ADINA KESİLENLERİ YEMEM”

Abdullah ibni Ömer’in (r.a.) naklettiğine göre Zeyd, Resul-i Ekrem Efendimiz ile bi’setden evvel Mekke civarında Beldah vadisinde karşılaşmış o zaman henüz vahiy gelmemişti. Müşriklerin hazırlayıp getirdikleri yemeği sevgili Peygamberimiz yemeyince Zeyd bin Amr’da yememiş ve “Ben putlar adına kesilenleri yemem.” diyerek basiretini göstermiştir.

Kureyş’in putlar adına hayvan kesmelerine çok üzülen Zeyd onları devamlı ayıplardı. Bir gün Kabe’de kesilmek üzere putların önüne sürülen koyunlara bakarak “Ey Kureyş topluluğu Allah koyunu yarattı. Onun için gökten yağmur yağdırdı. Yerde ot bitirdi de koyun onunla doydu. Ama siz onu başkasının adına kesiyorsunuz. Ben sizi cahil bir millet olarak görüyorum” dedi Bunun üzerine amcası Hz. Ömer’in (r.a.) babası Hattab “Kahrolası bu sözleri devamlı söylüyorsun sabrediyoruz. Artık dinlemekten sabrımız tükendi” diyerek tokatladı. Sonra da kavminin ayak takımını onun üzerine saldırttı. Zeyd, bu hadiselerden sonra Mekke’den uzaklaştı. Hira dağına kaçar, geceleri gizli gizli ancak Mekke’ye girerdi.

Bir defasında gizli olarak Varaka bin Nevfel, Abdullah ibni Cahş, Osman ibnul-Haris ile ayrı ayrı görüşen Zeyd, onlara “Vallahi siz kavminizin hiç bir dine mensup olmadığını, İbrahim’in dininden çıkıp onu kabul etmediklerini biliyorsunuz. Eğer kurtuluşu istiyorsanız kendiniz için gireceğiniz bir din arayın.” diyerek onları Hanif dinine teşvik etti.

HZ. İBRAHİM’İN (R.A.) DİNİ NEYDİ?

Bu dört kişi Hanif dinini öğrenmek üzere o zamanda yaşayan Yahudi, Hıristiyan alimlerine gittiler. İbrahim dini hakkında bilgiler aldılar. Varaka ibni Nevfel, Hıristiyan oldu. Abdullah İbni Cahş ve Osman ibnü’l-Haris hiçbir şeye ilgi duymadılar. Zeyd ibn Amr, bu arayışını kendisi şöyle anlatır:

“-Yahudiliği ve Hıristiyanlığı inceledim. İkisinde de içimi rahatlatacak bir şey bulamadım. Orada burada İbrahim dinini aramaya başladım. Nihayet Şam’a gittim. Bir rahiple karşılaştım. Ona Hanifliği sordum. O da Yahudi ve Hristiyanlığa benzemeyen, yalnız Allah’a ibadet eden Hazreti İbrahim’in dinidir.” diye cevap verdi. İşte ben bu dini istiyorum dedim. Rahip bana:

“Evet. Ey Mekkeli! Senin İbrahim dinini aradığını anladım. Sen öyle bir din istiyorsun ki, seni ona eriştirecek kimse bulamayacaksın. Fakat sen hemen memleketine dön Allah senin kavminden İbrahim dinini yenileyecek son bir Peygamber gönderecektir. Gelmesi yaklaşmıştır. Durma git, belki de zuhur etmiştir.” dedi. Ben de oradan ayrıldım.

BABASININ DUASI

Zeyd, son Peygamberi görme aşkıyla Mekke yolunu tuttu. Bu arada Allah, Peygamberi Muhammed’i (s.a.v.) hak diniyle göndermişti. Yolda bedevîlerin saldırısına uğrayan Zeyd bin Amr, Hak Peygambere ulaşamazdı. Son nefeslerinde iken oğlu Saîd için Cenab-ı Hakk’a “Ya Rabbi Oğlum Saîd’i ondan mahrum etme!” diye duada bulundu.

Hz. Ömer (r.a.) ile oğlu Saîd (r.a.) Efendimiz’den Zeyd bin Amr için istiğfar niyaz ettiler. Sevgili Peygamberimiz onun hakkında “Hay, hay. Zeyd kıyamet gününde başlı başına bir ümmet olarak ba’s olunur.” buyurdular.

BABA DUASININ HÜRMETİNE

Saîd bin Zeyd (r.a.) bu halis niyetle yapılan baba duası hürmetine ilk İslam ile şereflenenlerden oldu. Hz. Ömer’in (r.a) kız kardeşi Fatıma (r.a.) ile evlenen Saîd (r.a.) birlikte Müslüman olarak Hz. Ömer’i (r.a.) da İslam’a girmesine vesile oldu.

Abîd, zahid ve Allah yolunda mücahit olan Saîd (r.a.) ilk hicret edenlerden olup melek sıfatlı bir zattır. Sevgili Peygamberimizden dört hadis-i şerif rivayet etmiştir. Bedir, hariç bütün muharebelerde bulunan Saîd bin Zeyd (r.a.) Medine-i Münevvere’de yetmiş yaşını geçerek vefat etti. Cenab-ı Hak hem babasına, hem kendisine rahmet etsin. Bizleri de şefaatlerine nail etsin. Amin.