UMRE VE HAC ARASINDAKİ FARK
Umrenin şartları haccın şartları gibidir. Onun ihramıyla ilgili hükümler, hac ihramının hükümleri gibidir. Hacda haram, mekruh, mesnun ve mübah olan şeyler umrede de haram, mekruh, mesnun ve mübahtır. Elbette aşağıdaki konularda hac ve umre arasında fark vardır:
1) Hac için belirli bir vakit müteayyindir, umre ise beş gün, yani Arefe günü Kurban bayramı ve teşrih günleri müstesna bütün yıl boyu yapılabilir. Bu beş günde ise umre yapılması tahrîmen mekruhtur.
2) Hac farzdır, umre farz değildir.
3) Hac fevt olmaktadır, umre fevt olmamaktadır.
4) Hacda, Arefe ve Müzdelife vakfelerinin iki namaz cem edilmesi ve hutbe vardır, umrede ise zikri geçen şeyler yoktur.
5) Hacda tavaf-ı kudûm ve tavaf-ı veda yapılmaktadır, umrede ise her iki tavaf da yoktur.
6) Umrenin ifsâd edilmesinde yahut cünüp olarak umre tavafının yapılması durumunda sadece bir küçükbaş hayvan kurban edilmesi kifayet edecektir, hacda ise bu kifayet etmemektedir.
7) Umrenin Mikat’ı herkes için Hill’dir, hacda ise Mekke ahâlisi hac ihramına Harem’den girmektedirler. Elbette umre niyetiyle âfâktan gelen kimseler kendi Mikatlarında ihrama girmelidirler.
8) Umrede tavafa başlanasıya telbiye mevkuf edilmektedir, hacda ise cemre-i uhrâ’nın remyine başlandığında telbiye mevkuf edilmelidir.
9) Veda tavafı sadece hacda vâcibtir, umrede değil.
Ramazan’da umre yapmak müstehap ve efdaldir. Ramazan’da yapılan umre bir hacca eşittir. (Sevap açısından) bir rivâyette Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz “Ramazan’da yapılan umrenin sevabı benimle birlikte yapılan haccın sevabına denktir” buyurmuşlardır.
Bir kimse Şaban ayında umreye başlar ve Ramazan ayında onu tamamlarsa, bu durumda eğer umre tavafının ekser bölümü Ramazan’a icra edilmişse, o zaman bu Ramazan umresi sayılacaktır, yoksa Şaban umresi olacaktır. Bunun gibi eğer Ramazan’da başlanarak Şevval’de umre tamamlanırsa, bu durumda da tavafın ekser şavtlarının hangi ayda yapıldığına bakılacaktır. Eğer Ramazan’da yapılmışsa Ramazan umresi, Şevval’de yapılmışsa Şevval umresi olacaktır.
Umrede ihram, dört şavt tavaf farzdır. Şavtların tamamını yerine getirmek ve say yapmak hacda mezkûr olduğu gibi vâcibtir.
Her umre için ayrı ayrı ihram bağlanmalıdır. İhrama girilerek tavaf ve say yapılarak ihramdan çıkılmalıdır, sonra da Tenim veya Cirâne’ye gidilerek tekrardan ihrama girilmelidir. Bir ihramla birden fazla umre yapmak câiz değildir. Bunun gibi umrenin tavaf ve say’ini yaptıktan sonra tıraş olmazdan evvel ikinci bir umre ihramına girmek de câiz değildir.
Bir kimse dışarıdan, yani Hill’den Mekke-i Mükerreme’ye gitmek isterse, onun Mikat’tan ihramsız geçmesi câiz değildir, aksine onun için hac veya umre ihramına girmesi gereklidir. Eğer ihramsız Mikat’tan geçerse, onun tekrardan Mikat’a dönerek, hac veya umre ihramına girmesi gereklidir. Eğer dönmezse, o zaman dem vâcip olacaktır.
Bir kimse evinden Mekke-i Mükerreme’ye gitme kastı ile çıkarsa, onun Cidde’de birkaç gün kalması muteber değildir. Bundan dolayı o ehl-i Hill sayılmayacaktır. Elbette eğer bir kimsenin niyeti baştan Cidde olur, oraya varınca Mekke-i Mükerreme’ye gitmeye niyet ederse, bu durumda onun üzerine ehli Hill’in itlakı olacaktır.
İhramın Mikat’tan önce bağlanması farzdır. Eğer yolculuk uçakla yapılırsa, o zaman uçağa binmeden evvel ihram bağlanmalıdır. Cidde’ye kadar ihramın muahhar edilmesinde fukaha arasında ihtilaf vardır, onun için ihramın önceden bağlanmasında ihtiyat vardır.
İzah: Tenim, Harem sınırları dışındadır. Mekke-i Mükerreme ahâlisinin Tenim mescidinden ihrama girmelerinin nedeni şudur ki; orası Mekke-i Mükerreme’ye Harem sınırları dışında kalan en yakın yerdir. Ayrıca Ümmehat’ül Mü’minin Âişe radıyallahu anhâ validemiz de oradan ihrama girerek gelmiştir. Bazıları umre ihramına girmek için Mekke-i Mükerreme’den Cirâne’ye gitmektedirler, çünkü Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Huneyn gazvesinden sonra oradan ihrama girerek umre için teşrif etmişlerdir. Mekke-i Mükerreme ahâlisinin umre ihramına girmeleri için bu iki yerin bir hususiyeti yoktur. Onların Harem sınırları dışında herhangi bir yerden ihrama girerek gelmeleri câizdir.
Tenbih:
Günümüzde bazı fırkalar Cumhur-u Fukaha’nın hilafına şu meseleleri icad etmişlerdir. Onlar Umre ihramını da hac ihramı gibi Mekke’de yaşayanlar için Harem sınırları içinde, hatta Mekke’de bağlamaktadırlar. Hill’e gitmeye gerekli görmemektedirler. Bu bütün imamların görüşüne terstir. Lihâza bununla amel edilmemelidir.
Umrede yapılan hiçbir cinayetten dolayı Budne, yani deve veya sığır vâcip olmamaktadır. Umre tavafını cenâbet hayız yahut abdestiz yapma nedeniyle sadaka lazım gelmemektedir, yani tavafın tamamı yahut eskerisi yahut tek bir şavtının taharetsiz yapılması durumunda dem lazım gelmekte, sadaka lazım gelmemektedir. Elbette umre say’inin hükmü hac say’inin hükmü gibidir.
Umrede ihram şarttır. Tavaf rükündür. Tavafın saydan önce yapılması say’in sıhhatinin şartıdır. Say bizzat vâcibtir. Say’in halaktan (tıraştan) önce olması vâcibtir, çünkü umrenin say’i için ihramın bekası vâcibtir. Eğer say’dan evvel tıraş olunur ve ihramsız olarak say yapılırsa, bu durumda yapılan say sahih olsa da dem vâcip olacaktır.
Umre tavafının ekser şavtlarını yapmadan önce zevciyet münasebetinde bulunmayla umre fâsid olacaktır. Bu durumda umrenin geri kalan efalleri tamamlanarak ihramdan çıkılmalı, umreyi fâsid etme cinayetinden dolayı bir küçükbaş hayvan vâcip olacaktır, umrenin kazâsı da lazım gelecektir. Elbette eğer tavafın tamamı yahut ekser şavtlarını yaptıktan sonra veyahut umre say’ini yapıp tıraş olmadan evvel zevciyet münasebetinde bulunulmuşsa, o zaman (kazâ değil), sadece dem vâcip olacaktır.
Bazı hacıların âdeti şudur ki; Ramazan’dan bol bol umre yaptıklarından, ilk yaptıkları umrenin tıraşını olmadan onunla birlikte ikinci umrenin ihramına girmektedirler. Eğer böyle yapılırsa, birinci umreden helâl olmadan ikinci umrenin ihramını cem etme nedeniyle dem vâcip olacaktır. Eğer ikinci umrenin ihramını bağladıktan sonra onu tamamlamadan önce tıraş olunursa, o zaman ikinci bir cinayet dem’i vâcip olacaktır, çünkü o bu durumda ikinci umrenin ihramındaydı. Bu hâldeki kimse ikinci umrenin efallerini tamamladıktan sonra tıraş olmalıydı, o zaman her iki umrenin ihramından da çıkmış olacaktır ve iki ihramı birleştirdiği için sadece bir tek dem vermesi vâcip olacaktır. Bu meselenin detaylıca tahkiki inşaallah iki ihramı birleştirme bahsinde gelecektir.
Umreden fariğ olduktan sonra tıraş olmadan dikişli elbise giyilirse, bu durumda dem değil, fıtır sadakası miktarı sadaka vermek vâcip olacaktır. Bu sadakanın Harem’de verilmesi kaydı yoktur, herhangi bir yerde verilebilir.
Tenbih:
Avamdan bazı kimseler ihramdan çıkmak için sadece başlarının dörtte birini tıraş ettirmekle yetinmektedirler. Böyle yapmak mekruhtur.
UMRE ILE ILGILI DETAYLI BILGI
Umrenin iki farzı vardır:
İhram ve tavaf.
Bunlardan ihram şart, tavaf rükündür.
Umrenin iki Vacipleri vardır:
Sa’y ile tıraş olup ihramdan çıkmaktır.
(Ömürde bir defa umre yapmak sünnettir. Bazı âlimler farz olduğunu söylemişlerdir.)
IHRAM
İHRAMIN FARZLARI (ihramın iki farzı vardır)
1. Niyet Etmek
2. Telbiye Getirmek
İHRAMIN VACIBLERI ( ihramın iki Vacibi vardır.)
1- Mîkat sınırını ihramsız geçmemek.
2- İhram yasaklarından sakınmak.
İHRAMIN SÜNNETLERİ
1.İhram için gusül veya abdest almak.
2.Peştemal ve çadır kullanmak (erkekler için).
3.İki rekât nâfile namaz kılmak.
4.telbiye (bir defaya ilave çünkü bir defa telbiye okumak vâcibtir) okumak.
5.Telbiyeyi üç defa getirmek.
6.Telbiyeyi yüksek sesle getirmek (kadınlar seslerini yükseltmezler).
7.İhrama niyet etmeden önce koku sürünmek.
İHRAMIN MÜSTEHABLARI (Ihramin müstehabları Ondur.)
1) Kiri pası gidermek.
2) Tırnakları kesmek.
3) Koltuk altlarını temizlemek.
4) Etek tıraşı olmak.
5) İhram niyetiyle gusül almak.
6) Yeni veya yıkanmış beyaz renkte peştemal ve çadır kullanmak.
7) Terlik giymek.
8) Dille ihrama niyet etmek.
9) Niyeti namazdan sonra oturarak yapmak.
10) İhramı Mikat’tan önce bağlamak.
İHRAMIN MEKRUHLARI
Vücuddan kiri gidermek, saçı sakalı ve vücudu sabunla yıkamak.
Saçı sakalı taramak. Ayrıca saçı sakalı kıl kopacak veya bit dökülecek derecede şiddetle kaşımak da mekruhtur. Saç ile sakal, bit ya da saç dökülmeyecek derecede yavaşca kaşınmalıdır.
İhramlı iken sakalları hilâllemek. Eğer hilâllenirse, o zaman kıl dökülmeyecek şekilde yapılmalıdır.
İzarın iki ucunu birleştirerek ön tarafından dikmek. Eğer bir kimse setri avretin hifazeti için bunu yaparsa, dem lazım gelmeyecektir.
Ridayı düğümleyerek boğaza bağlamak. İp vs. ile izarını bağlamak.
Kokuya dokunmak, yahut koklamak. Koku satan dükkânlarda koku koklamak için oturmak, kokulu meyve ve otları koklamak ve onlara dokunmak. Eğer irade olmadan koku gelirse, bunda bir beis yoktur.
Baş ve yüzün dışında vücudun herhangi bir yerine zaruret bulunmaksızın sargı sarmak. Eğer zaruret olursa, mekruh değildir.
Kâbe-i Muazzama’nın örtüsü altında başı ve yüzü örtecek şekilde durmak. Eğer başı ve yüzü örtmeyecek şekilde durulursa, câizdir.
İzarın kenarlarını kıvırarak kemer takmak.
Burun, çene ve yüzü örtüyle örtmek. Elle örtmek ise câizdir.
Yastığın üzerine yüzükoyun yatmak. Başı ve yüzü yastığa koymak ise câizdir.
Pişirmeden kokulu yemek yemek. Pişirildikten sonra yemek ise mekruh değildir.
Hanımının tenâsül uzvuna bakmak.
Aba, palto vs.’yi sadece omza atmak, isterse kolları giyilmesin.
İhrama girdikten sonra tütsülenmiş elbise giymek.
Bir zarurete binaen veya serinlemek için, yahut tozu toprağı gidermek için, ister sıcak olsun, ister soğuk, sade suyla yıkanmak câizdir, fakat kirler giderilmemelidir.
Ayrıca ihramlı iken suya dalmak, hamama girmek, çamaşır yıkamak, yüzük takmak, silah kuşanmak, şer’î ölçülere göre düşmanla savaşmak da câizdir.
İhramlı iken himyani takmak, ister izarın üstüne takılsın, ister altına, ister içinde, kişinin kendi parası olsun, ister bir başkasına câizdir.
İhramlı iken eve veya çadıra girmek, şemsiye kullanmak ve herhangi bir şeyin gölgesinde oturmak câizdir.
İhramlı iken, aynaya bakmak, misvak kullanmak, kırılmış tırnağı koparmak, saçları kestirmeden hacamat yaptırmak, damardan kan aldırmak,
ters çıkan kiprikleri yontmak, (yani tersine çıkıp göze batan kiprikleri yontmak), kokusuz sürme çekmek, sünnet olmak, su kabarcıklarını patlatmak ve kırılan bir uzva sargı sarmak câizdir.
İhramlı iken hayızı engellemek için veya çiçek hastalığından korunmak için iğne vurulmak câizdir.
İhramlı iken izara para koymak veya saat koymak için cep diktirmek câizdir.
İhramlı iken baş ve yüzün dışında bütün vücudu örtmek, kulak, boğaz ve ayakları çadır vs. ile örtmek câizdir.
İhramlı iken tencere, kazan, sepet vs. gibi şeylerin başın üzerine konularak taşınması câizdir.
İhramlı iken ihramlı olmayan bir kimsenin Hill’de avladığı kara avının etinden yemek câizdir. Bunun için muhrimin herhangi bir şekilde katkı sağlamamış olması şarttır.
Ayrıca muhrim için deve, sığır, koyun, keçi, evcil ördek gibi bir hayvanı boğazlaması da, bunların etinden yemesi de câizdir. Yabani ördeğin ise ihramlı iken boğazlaması câiz değildir.
İhramlı iken yılan, akrep, kertenkele gibi zararlı hayvanların öldürülmesi câizdir.
İhramlı iken kokulu şeyler yenmesi mekruhtur. Elbette eğer bir yemeğe koku katılarak pişirilirse, onu yemek câizdir.
İhramlı iken mezmunu günah olmayan şiirlerin okunması câizdir.
İhramlı iken saç, sakal veya vücudun herhangi bir yerini saç veya kıl dökülmeyecek şekilde kesmek câizdir. Eğer bundan dolayı kıl veya saç kopma endişesi bulunmuyorsa, isterse kan çıksın o zaman kuvvetli kaşınma da câizdir.
İhramlı iken tereyağı, don yağı ve sıvıyağ yemek câizdir.
İhramlı iken kokulu olmaması kaydıyla el ve ayaktaki yarıklara veya yaralara merhem sürmek câizdir.
İhramlı iken dini meseleler ve konularda müzâkerede bulunmak câizdir.
İhramlı iken kendini veya bir başkasını nikâhlamak câizdir, fakat va’di câiz değildir.
BAŞLICA İHRAM YASAKLARI ŞUNLARDIR
1) Kadınla mübaşeret ve mübaşeretle ilgili bir şey konuşmak, hatta açıktan mübaşeretle ilgili şeyleri konuşmak da buna dâhildir.
2) Karada yaşayan av hayvanlarını avlamak, ister bizzat avlansın, ister yeri söylensin.
3) Saç veya tırnakları kesmek.
4) Koku kullanmak.
Bu dört şey kadın ve erkek her iki taraf için de ihram hâlinde câiz değildir. Bunlara ilave iki şeyin mümânaatı da erkeklere mahsustur. Bunlardan biri dikişli elbise giymek, ikincisi de yüzü örtmek.
İmam-ı Azam ve İmam Mâlik’e göre ihram hâlinde kadının yüzünü örtmesi câiz değildir. Onun için bu da müşterek ihram yasaklarına şâmil olmuştur.
İhrama girdikten sonra kadınların yanında cimâ tezkeresi yapmak, yahut cimâ sebebleri olan öpme, şehvetle dokunmak yasaktır.
İhramda değilken yasak olsa da, ihramlı iken günah olan bir işi yapmak özellikle yasaktır.
Yol arkadaşları ve diğer kimselerle kavga dövüş yapmak da yasaktır.
Karada yaşayan av hayvanlarını avlamak, yerini söylemek veya ona işarette bulunmak yasaktır, avcıya yardımcı olmak da yasaktır.
Karada yaşayan avı kovalamak, yumurtasını kırmak, tüyünü ve kanadını kopartmak, satmak, satın almak, sütünü sağmak veya etini pişirmek,
bit öldürmek, bitlerin ölmesi için elbiseleri güneşe sermek.
Koku sürünmek, saç sakalı tıraş etmek, tırnakları kesmek kestirmek, başı ve yüzü örtmek, ister azını, ister çoğunu olsun, yasaktır.
Dikişli elbise giymek, örneğin atlet, kilot, şalvar, cübbe, pantolon, ceket, gömlek, eldiven, mest vs. giyilmesi de yasaktır.
Eğer nalın yoksa, mestlerin nalın gibi kesilerek kullanılması câizdir. Fakat topuklar gözükecek kadar aşağıdan kesilmesi gereklidir.
Topukları örtecek nalın giymek yasaktır. İhramlı iken çorap giymek câiz değildir.
Elbisenin çadır gibi örtünülmesi câizdir, fakat bundan kaçınılması efdaldir.
Başa ve yüze sargı sarmak yasaktır. Eğer bir gün bir gece sarılırsa, isterse hastalıktan dolayı olsun, sadaka vâcip olacaktır.
Eğer ihramlı iken takke bir saatten az bir vakit giyilmişse, bir avuç buğday, bundan fazla giyilmişse, yarım sa buğday sadaka olarak verilmelidir. On iki saat veya daha fazla giyilmişse, o zaman dem vâcip olacaktır.
İhramlı iken boyun ve kulakların örtülmesinde bir sakınca yoktur, alnı örtmek ise câiz değildir. Elbette zaruret bulunması hâlinde bu da câizdir. Ancak ceza her iki durumda da vâcip olacaktır.
Zâferan, vers, aspur vs. gibi kokulu şeylerle boyanmış elbiselerin giyilmesi yasaktır. Elbette eğer yıkanır ve kokusu bâkî kalmazsa, o zaman kullanılabilir.
İhramlı iken vefat eden kimsenin techiz ve tekfini ihramlı olmayan kimse gibi yapılmalıdır, başı örtülmeli ve kafur vs. gibi şeylerle de kokulanmalıdır.
İhramda olan kimsenin mest, çorap vs. giymesi câiz değildir
İhramda kadınların eldiven, çorap, takı vs. giyinmeleri mübahtır, fakat terk etmeleri efdaldir, çünkü ihramlı iken hoş giysilerin zinet için kullanılması uygun değildir.
TAVAF
TAVAFIN GEÇERLİ OLMASININ 4 ŞARTLARI
1. Niyet
2. Tavafı Belirlenen Vakitte Yapmak
3. Tavafı Kâbe’nin Çevresinde ve Mescid-i Haram’ın İçinde Yapmak
4. Tavafın En Az Dört Şavtını Yapmak
Tavafın vacipleri (Sekiz dir.)
1. Tavafı abdestli yapmak
2. Tavafı Avret Mahalli Örtülü Olarak Yapmak
3. Teyamün (“Teyamün” sağdan yapmak demektir)
4. Tavafın İlk Şavtına Hacer-i Esved’in Hizasını Geçmeden Başlamak
5. Tavafı Yürüyerek Yapmak
6. Tavafı Hatim’in Dışından Yapmak
7. Tavafı Yedi Şavta Tamamlamak
8. Tavaf Namazı Kılmak
TAVAFIN SÜNNETLERİ (Sekiz dir.)
1. Tavafa Başlarken Hacer-i Esved veya Hizasına “Rükn-i Yemânî” Tarafından Gelmek ve Hacer-i Esved’in Hizasında Tavafa Başlamak
2. Tavafın Başlangıcında ve Her Şavtın Sonunda Hacer-i Evsedi istilam Etmek
3. Remel Yapmak (“Remel”, koşmaksızın çalımlı ve süratli bir şekilde yürümektir.)
4. Iztıba Yapmak (“Iztıba ” sağ omuzu ve sağ kolu açık bırakmak demektir.)
5. Müvâlât (Tavafın şavtlarını, ara vermeden peş peşe yapmak)
6. Duâ Etmek
7. Tavaftan Sonra Zemzem İçmek
8. Vücutta, Elbisede ve Metafta Necaset Bulunmaması
TAVAFIN MÜSTEHABLARI (Oniki dir.)
1) Tavafa Hacerü’l Esved’in sağ tarafından şu şekilde başlamalı ki, tavaf yapan kimsenin bedeninin tamamı Hacerü’l Esved’in hizasından geçsin.
(2) Hacerü’l Esved’i üç defa öpmek ve üç defa onun üzerine secde yapmak.
(3) Tavaf yaparken mesnun olan duaları okumak. (İnşaallah bu konuda selef-i sâlihinden rivâyet edilen dualar ileride ayrıca gelecektir).
(4) İzdiham ve birine eziyet vermeme kaydıyla erkekler için Beytullah’a yakın olarak tavaf etmek.
(5) Kadınlar için gece vakti tavaf yapmak.
(6) Tavafa Beytullah’ın süpürgeliğini de şâmil etmek.
(7) Tavaf yarıda bırakılır veya mekruh yolu yapılırsa, sil baştan tavaf yapmak.
(8) Tavaf esnasında mübah olan konuşmaları terk etmek.
(9) Tavaf esnasında huşuya zarar veren şeyi yapmamak.
(10) Tavaf esnasında dua ve zikirleri sessizce okumak.
(11) Rükn-ü Yemâni’yi istilâmda bulunmak.
(12) Kalbi meşgul eden şeylerden gözü çevirmek.
TAVAFIN MÜBAHLARI (On dur)
1- Selâm vermek.
2- Hapşırana اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ demek.
3- Şer’î meseleleri söylemek ve sormak.
4- Bir zarurete binaen konuşmak.
5- Bir şeyler içmek.
6- Duaları terk etmek.
7- Güzel mânâlar içeren şiir okumak veya dinlemek.
8- Temiz ayakkabı vs. giyerek tavaf yapmak.
9- Bir özre binaen binek üzerinde tavaf yapmak.
10-İçinden Kur’ân okumak.
TAVAFIN MEKRUHLARI (Onbeş dir)
1-Boş ve faidesiz konuşmak.
2-Alışveriş yapmak ve alışveriş üzerine konuşmak.
3-Hamd-ü senadan hâli olan bir şiir okumak. Bazıları mutlak olarak şiir okumayı mekruh addetmiştir.
4-Tavaf yapan veya namaz kılanları rahatsız edecek derecede yüksek sesle dua, zikir veya Kur’ân okumak.
5-Remel ve ıztıbâyı mazeretsiz terk etmek, yani remel ve ıztıbânın mesnun olduğu tavaflarda.
6-Hacerü’l Esved’in istilâmını terk etmek.
7-Tavafın şavtları arasında fazla mesafe bırakmak.
8-Aralarında iki rekât tavaf namazı kılmadan iki tavafı birleştirerek yapmak, fakat o vakitte eğer namaz kılmak mekruhsa câizdir.
9-Tavafa niyet ederken tekbir almadan elleri kaldırmak.
10-Hutbe okunurken, yahut cemaatle farz namaza durulurken tavaf yapmak.
11-Tavaf esnasında yemek yemek. Bazıları bir şey içmeye de mekruh demişlerdir.
12-Küçük veya büyük abdeste sıkışıkken tavaf yapmak.
13-Açlık ve öfke hâlinde tavaf yapmak.
14-Tavaf yaparken elleri namazdaki gibi bağlamak.
15-Tavaf esnasında elleri böğre koymak, yahut boyna bağlamak.
TAVAFIN HARAMLARI (On dur)
1-Cenâbet, hayız ve nifas hâllerinde tavaf yapmak.
2-Mazeretsiz birinin sırtına binerek veya binek üzerinde tavaf yapmak.
3-Abdestsiz tavaf yapmak.
4-Mazeretsiz dizüstü veya yüzükoyun sürünerek tavaf yapmak.
5-Tavaf yaparken hatîm’in içinden geçmek.
6-Tavafın bir şavtını veya daha azını terk etmek.
7-Hacerü’l Esved’in dışında başka bir yerde tavafa başlamak.
8-Tavaf yaparken Beytullah’a yönelmek.
9-Elbette tavafa başlarken Hacerü’l Esved’e istilâm ederken Beytullah’a yönelmek câizdir.
10-Tavafta vâcip olan şeylerden birini terk etmek.
TAVAFIN ÇEŞİTLERİ (Yedi dir)
Hükmü itibariyle farz, vacip, sünnet ve nafile olmak üzere dört çeşit, uygulaması itibariyle
1. Kudûm Tavafı
2. Veda Tavafı
3. Umre Tavafı
4. Nezir Tavafı ( Kâ’be’yi tavaf etmeyi adayan kimsenin bu adağını yerine getirmesi vaciptir. )
5. Nafile Tavaf
6. Tahiyyetü’l-Mescid Tavafı
7. Ziyaret Tavafı
SAY
SAY’İN RÜKNÜ
Say’in Safa ve Merve arasında olması rükündür. Eğer bu ikisi arasında yapılmayıp sağda solda say yapılırsa, o zaman say olmayacaktır.
SAY’İN ŞARTLARI Say’in şartları başlıca altıdır:
1) Say’i bizzat kendin yapmak
2) Say tam bir tavaf veya tavafın çoğu şavtları yapıldıktan sonra olmalıdır
3) Umre veya Hac ihramı say’a mukaddem olmalıdır.
4) Say’a Safa’da başlanmalı ve Merve’de bitirilmelidir.
5) Say’in ekser şavtları yapılmış olmalıdır, (yani yedi şavttan çoğu örneğin 4-5 vs.)
6) Say, say’in vaktinde yapılmalıdır. Bu haccın say’inin şartıdır, umre say’inin şartı değildir.
SAY’İN VÂCİBLERİ (altıdır)
1) Say’i cenâbet ve hayızdan taharet hâlinde yapılan tavaftan sonra yapmak.
2) Say’a Safa’dan başlamak, Merve de bitirmek.
3) Şer’î bir mazeret bulunmazsa, yaya olarak say yapmak. Eğer şer’î bir özür bulunmadan binek üzerinde say yapılırsa, o zaman dem vâcip olacaktır.
4) Say’in yedi şavtını tamamlamak, yani dört şavt farzdır. Bundan sonraki üç şavt ise vâcibtir. Eğer bir kimse say’in son üç şavtını terkederse, say olacaktır, fakat her şavta bedel olarak yarım sa buğday veya onun kıymetini sadaka yapmak vâcip olacaktır.
5) Umrenin say’inde, umre ihramını say’in sonuna kadar bâkî bırakmak.
6) Safa ve Merve arasındaki bütün mesafeyi kat etmek, yani Safa tepesine topukları değdirerek veya ona çıkarak say’a başlanmalı, Merve’ye giderek ayak parmaklarını değdirmeli veya çıkılmalıdır.
SAY’İN SÜNNETLERİ (Dokuzdur)
1) Hacerü’l Esved istilâm yapıldıktan sonra say için mescidden çıkmak.
2) Tavafın hemen arkasında say yapmak.
3) Safa Merve tepelerine çıkmak.
4) Safa Merve tepelerine çıkarak kıbleye yönelmek.
5) Say’in şavtlarını peş peşine yapmak.
6) Cenâbet ve hayızdan taharetle say yapmak.
7) Say’i, taharet hâlinde, abdestli olarak, elbise, beden ve tavaf yerinde necaset bulunmayan mutedbihi bir tavafın arkasından yapmak.
8) Mileyn Ahzareyn arasında koşarak hızlıca yürümek.
9) Avret yerleri örtülü olmak, avret yerlerinin örtülü olması her hâlukârda farz olsa da, burada buna daha fazla ihtimam gösterilmelidir.
SAY’İN MÜSTEHABLARI (Beşdir)
1) Niyet etmek.
2) Safa ve Merve’de uzun müddet beklemek.
3) Huşu ve huzuyla zikir ve duaları üçer defa yapmak.
4) Say’in şavtlarında eğer şer’î bir mazeret bulunmadan ziyâde mesafe olursa veya bir şavtta biraz vakfe olursa, o zaman yeni baştan say yapmak. Fakat say’in sil baştan yapılması çoğu şavtlar yapılmış olmaması durumunda müstehabdır.
5) Say tamamlandıktan sonra mescide girilerek iki rekât nâfile kılmak.
SAY’İN MÜBAHLARI
Meşgul edici ve huşuya münafi olmayan şeyleri konuşmak ve say’in şavtları arasında mucibi fasıl olmayacak tarzda yeme içme mübahtır.
SAY’İN MEKRUHLARI (altıdır)
1) Huzuru kalp kalmayacak, dua vs. okuyamayacak ve say’in şavtlarını musalsal yapamayacak tarzda alışveriş yapmak ve konuşmak mekruhtur.
2) Safa Merve tepelerine çıkmamak.
3) Mazeretsiz say’i tavaftan muahhar yapmak veya Eyyam-ı nahr’dan muahhar yapmak.
4) Avret yerlerini açmak.
5) Mileyn arasında hızlanarak koşmamak.
6) Say’in şavtları arasında fazla mesafe yapmak.
SAÇLARI TIRAŞ ETMEK VEYA KISALTMAK
a) Tıraş Olmanın Zamanı
b) Saçları Tıraş Etmenin veya Kısaltmanın Yeri
Ebû Hanîfe ve İmam Muhammed’e göre, ister hac, ister umre için olsun, saçları tıraş etmenin veya kısaltmanın yeri Harem bölgesidir. Harem bölgesi dışında yapılan tıraş geçerli ise de vâcip terk edildiği için dem gerekir.
c) Tıraş Edilecek veya Kısaltılacak Saçın Miktarı
Saçların tıraş edilmesi veya kısaltılmasında vâcip olan miktar, başın en az dörtte biridir. Başın sadece dörtte birinde veya daha az kısmında saç varsa, hepsinin tıraş edilmesi veya kısaltılması gerekir.
Saçların tamamının tıraş edilmesi veya kısaltılması ise sünnettir.
İhramdan çıkmak için başın saçlarını kesmek gereklidir. Bunun üç derecesi vardır.
1-Birinci derece halaktır, yani saçları usturayla kökünden kazıtmaktır. Bu en efdal olanıdır.
2-İkinci derece şudur ki, başın tamamındaki saçları makas veya makineyle kestirmek. Bunun fazîleti başın tamamını usturayla kazıtmaya denk değildir.
3-Üçüncü derece de şudur ki, en az başın dörtte biri üzerindeki saçlar bir parmak boğumu(yaklasik 2,5 cm) aldırılmalıdır.
Kadının saçını tıraş ettirmesi haramdır. Sadece başının dörtte birindeki saçlardan bir parmak boğumu (yaklasik 2,5 cm) aldırması kâfidir. Fakat bir parmak boğumundan fazla almalıdır, tâ ki bütün saçlardan kesilmiş olsun, çünkü saçlar uzunlu kısalı olmaktadır.
İzah: Halak ve Kasırdan birisi vâcibtir. Fakat erkekler hakkında tıraş mesnundur, kasır ise mübahtır. Kadınlar hakkında kasır mesnundur, halak haramdır. Hatta onlar hakkında kasır mutayyen vâcibtir. Her ikisinden birini yapmayla vâcip edâ olsa da.
Bütün saçların tıraş ettirilmesi veya kısalttırılması sünnettir. Eğer başın dörtte biriyle iktifa edilirse câizdir, fakat tahrîmen mekruhtur.
Kestirilen saç ve tırnakların defnedilmesi müstehabdır. Atılmasında da bir beis yoktur. Fakat tuvalet ve gusülhânelere atılması mekruhtur.
Eğer bir kimse tamamen kel olur ve başında hiç saçı bulunmazsa veya başında yarası olursa, bu durumda sadece baş üzerinde ustura gezdirilmesi vâcip olacaktır.
Eğer yaradan dolayı ustura gezdirilemezse, o zaman vâcip sâkıt olacaktır. Tıraş olmadan böyle bir kimse tıraş olanlar gibi helâl olacaktır.
Umre tıraşının Mekke-i Mükerreme olması sünnettir. Harem sınırlarının içinde olması ise, vâcibtir.
Tıraş olduktan sonra ihram nedeniyle haram olan her şey câiz olacaktır.