MESCIDI NEBEVIDEKI MİHRAPLAR

(360 Derece Tur lütfen tıklayın)



Mihrabı Nebevi   

Peygamber Efendimizin mihrabıdır.  Peygamberimizin zamanında mescitte mihrap yok idi. Hicri 91 yılında Emevi Halifesi Ömer Bin Abdülaziz, Peygamberimizin namaz kıldırdığı bu yere mihrapların en güzeli olan Mihrab-ı Nebevi’yi yaptırmıştır. Bu mihrapta yada yakınınında namaz kılmak, kılabilmek ne büyük bir heyecandır, ne büyük bir mutluluktur. Allah (CC) herkese nasip etsin İnşallah.

 Hz. Osman Mihrabı  

Mescidin kıble tarafındaki duvarında bulunmaktadır. Hz. Osman (R.A.) Mescidin genişletilmesinden sonra bu noktada namaz kıldırmaya başlamıştır. Ömer Bin Abdülaziz tarafından yapılmış olup günümüzde halen namaz kıldırılan yerdir.

MESCİD-İ NEBEVÎ deki , Resulallah (sav) Efendimizin üçüncü Halife’si Hz Osman Mihrabı.

Bu Mihrabın özelliği bir gerisinde bulunan Hz Ömer mihrabında Hz Ömer Efendimiz sehit edilince Hz Osman Efendimiz MESCİD I NEBEVİ’yi genişletip bu mihrabı yaptırır.

Diğer fotoğrafta yer alan mevkii Resulullah [sav] Efendimiz’in ikinci halifesi Emirül Mümin’in Hattab oğlu Hz Ömer [ra] bir ateşperest ve mecusi ebu lolu tarafından şehid edildiği yer olup , Hz Osman bu hançerle şehit edilme olayına karşı İslam tarihinde ilk defa korunma amaçlı olarak , mihrabın içerisi yuvarlak olarak , dışardan gelecek olası saldırıları engellemeye tedbiren amaçlı yapılmıştır işte şu an Mescid lerdeki Mihrab( içerisi yuvarlak )şekli Hz Osman zamanında ki koruma amaçlı olduğu bu formda gelişerek günümüze kadar gelmiştir .

Ayrıca Hz Osman Efendimiz namaz anında güvenlik ile namaz kılmıştır şu an bu sunnet Mescid’i Nebevi de devam etmektedir.

Hanefi Mihrabı ( Mihrab-ı Süleyman )     

Minberin sağ tarafından 2. ve 3. sütunun arasında kalan mihraptır. Hanefi İmamlarının namaz kıldırdığı mihrap olduğu için bu adla anılmıştır. Hicri 860 yıllarında Doğan Şehy tarafından yapılan mihrap daha sonra Hicri 938 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından yenilenmiştir.


Teheccüd Mihrabı 

 Hücre-i Saadet’in kuzey duvarına bitişik olan bölüm olup  Peygamber Efendimizin teheccüd namazını kıldığı yerdir. İşte kutsal toprakları ziyaret edenler için bir fırsat daha, Sevgili Peygamberimizin teheccüd namazı kıldığı yerde sizde teheccüd namazı kılmak istemezmisiniz.

Hz. FATIMA’NIN EVİ 

Hz. Fatıma’nın evi Hücre-i Saadet’in kuzey kısmında bulunuyordu. Ömer Bin Abdülaziz zamanında mescitin genişletme çalışmaları çerçevesinde Hz. Fatımanın evi Hücre-i Saadet’in içine katılmıştır.

Hz. EBUBEKİR’İN EVİ 

Hz. Ebubekir’in evi Hücre-i Saadet’in batı kısmında bulunmaktaydı. Hz. Ebubekir’in evine konuk olup iki rekat namaz kılmak istermisin. Minberin olduğu yerden batıya doğru yürüyün ve sütunları saymaya başlayın, 5. sütunun olduğu yer Hz. Ebubekir Sıddık (R.A) evidir.

SUFFA

Mescid-i Nebevinin kuzey doğusunda yer alır. Burası Resulallah’ın(sas) emri ile üzeri hurma dalları örtülüp gölgelik yapılmıştı. Adınada gölgelik manasına gelen ”Suffa” adı verilmişti. Suffa; kimsesiz, bekar ve fakir müslümanların barındığı ve Kuran eğitimi aldığı bir yer olmuştur. Burada yetişen en ünlü sahabilerden birisi Ebu Hureyre(R.A.) dir.

MÜEZZİN MAHFİLİ

Hz. Osman (R.A.) , Bilali Habeş’in müezzinlik yaptığı yere zeminden yükseltilmiş ve etrafı çevrilmiş bir mahfil yaptırmıştı. Hz. Osman (R.A.) sık sık namazlarını burada kılıyordu. Daha sonra müezzin mahfili olarakkullanılan bu mekan Memluk Sultanı Kayıt Bey zamanında tamamen mermerden yapılarak hizmete devam etmiştir

Peygamberimizi ziyaret etme adabı…

Resûlullah’ı ziyaret için Medine’ye giderken, Mescid-i Nebî’yi ziyarete ve orada namaz kılmaya niyet edilir. Çünkü bu mescid, Mescid-i Harâm ve Mescid-i Aksâ gibi içinde namaz kılmak üzere uzak yerlerden sefer yapılacak üç mescidden biridir. Burada kılınan bir namaz, Mescid-i Harâm dışında, diğer mescidlerde kılınan bin namazdan sevap yönünden daha üstün görülmüştür. (Buhârî, “Salâtü fî  mescidi Mekke”, 1) Yolculuk esnasında çokça salâtü selâm söylenir. Medine uzaktan görülünce: “Allahım, burası senin peygamberinin haremidir, vahyinin indiği mübarek yerdir. Bu kutsal yeri benim için  cehennemden korunma, azaptan  ve hesaptan  gü- vence kıl!” diye dua edilir.

RAVZA-İ MUTAHHARA NEREDEDİR?

Medine’de kalınacak yere yerleşildikten sonra abdest tazelenir, mümkünse gusledilir. Varsa güzel kokular sürünüp temiz bir kıyafetle, salavât-ı şerife okunarak ve Resûlullah (s.a)’ın civarında bulunulduğu ve onun huzuruna varılacağı düşünülerek Mescid-i Nebî’ye gidilir. “Bâbüsselâm” veya “Bâbü’l- cibrîl” denilen kapıların birinden mescide girilir. Kerâhet vakti değilse, iki rek‘at “tahiyyetü’l-mescid” kılınıp dua edilir. Bu namazın, mümkün olursa Hz. Peygamber’in “Evimle minberim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir” (Buhârî, “Salâtü fî mescidi Mekke”, 5) buyurduğu “Ravza-i Mutahhara” denilen yerde kılınması uygun olur. Resûlullah’a hayatta iken nasıl hürmet ve tâzim gerekli ise, vefatından sonra da aynı şekilde gereklidir. Bu sebeple Hz. Peygamber ziyaret edilirken bağırarak selâm verilmez, yanında yüksek sesle dua edilmez, saygısız ve edebe uymayan davranışlarda bulunulmaz. Hücre-i saâdetin duvarına kadar sokulunmaz, duvarlarına el sürülüp öpülmez, etrafı tavaf edilmez, karşısında eğilinmez. Bu tür davranışlar mekruhtur ve çirkin bid‘atlardır. Hele kabr-i saâdete karşı secde kesinlikle haramdır; ibadet kastıyla yapılırsa küfürdür. Tahiyyetü’l-mescid kılınıp istenilen dualar yapıldıktan sonra tevazu, edep ve sükûnetle, yaklaşık 1.5 metre kalıncaya kadar kabr-i saâdete yaklaşılıp Resûlullah’a yönelerek, başı hizasında durulur. Resûlullah’ın kendisini görüp sözlerini işittiğini düşünerek ve selâmını kabul buyurup, duasına “âmin” diyeceğini ümit ederek,

es-Selâmü aleyke yâ seyyidî yâ Resûlellah, es-selâmü aleyke yâ nebiyyallah…” (Selâm sana ey efendim, ey Allahın elçisi! Selâm sana ey Allahın habercisi) diye ilgili kitaplarda örnekleri bulunan selâm ve dualar okunur. Sonra 1 metre kadar sağ tarafa ilerlenip Hz. Ebû Bekir’in başı hizasında, daha sonra 1 metre kadar daha ilerlenip Hz. Ömer’in başı hizasında durulur. Onlara da selâm verilip dua edilir. Tekrar Hz. Peygamber’in başı hizasına dönülüp kıbleye yönelerek dua edilir. Daha sonra “Ravza-i Mutahhara”da istenilen dualar yapılır ve namaz kılınır.


Mihrabı Resül

Mihrabı Resül (sav) son kısmına gelmiş bulunuyoruz , mihrabın arka kısmına, selamlama koridoruna bakan kısma yazılan kitabe tarihi ;

Mihrabı Resul mihrabının arkasına gelen tarafta bulunan kitabede ilk beş 5 satır halinde Memlük sülüs yazısı ( hat yazısı ) ve son üç satırda suud tarafından yine Memlük (sülüs) yazısı ile ekli olarak şu içerik yazıldır;

Satır satır olarak en üstten itibaren ;

1- Bismillahirahmanırahim , Muhammed Sallahu aleyhi vesellem, ( Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla, Allah’ın selamı Muhammed’in Üzerine olsun )

2- Bu muhteşem mihrab Allah’ın Buyurduğu gibi peygamberin dua yeriydi.

3- Yüce Kurallar veya Emirler , el Eşref

4- Ebu Al- Nasr Kayıtbay , Allah Ezeli ve Ebedidir. ( ebedi ve en yüce )

5- Zilhicce ayının içinde( Kurban ayı -kutsal aylar) , hicri 888 yılında.

kitabeye suud iktidarı tarafından eklenmiş olan kısım, Memlük yazı tipinde devamla ;

6- Majestenin isteğiyle restore edildi,

7- Kral Fahd bin Abdulaziz Al Sa’ud

8- Subhanallah ( Allah’ı tesbih edin ), yıl 1404

Mihrabı Resül

Aşağıda ki işaretli kısımda Tevbe süresinden ;

‎اَلتَّٓائِبُونَ الْعَابِدُونَ الْحَامِدُونَ السَّٓائِحُونَ الرَّاكِعُونَ السَّاجِدُونَ الْاٰمِرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَالنَّاهُونَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَالْحَافِظُونَ لِحُدُودِ اللّٰهِۜ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِن۪ينَ

‎صَدَقَ اللّهُ العَظِيمُ

‎ورسوله

‎الكريم

Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû’ ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri müjdele. -9 Tevbe﴾112﴿ –

Sadakallahülazıym ve resülühi el keriym

Mihrabı Resül

Kırmızı İşaretli kısımda

Allahümme Salli Ala Seyyidine Muhammed’ün , Hatemül Enbiya vel mürselüne resulen Rabbil Alemin

Allahım peygamberimize ve evladü iyaline selam ve rahmet eyle, Alemlerin Rabbi Tarafından gönderilen son peygamberdir , son rehberdir

Mihrabı Resül

Mihrabı Nebevi’nin sol yanında:

اِنَّ اللّٰهَ وَمَلٰٓئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّۜ يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْل۪يماً

Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selam edin. -33Ahzab﴾56﴿-

Allah’ın mescitlerinde onun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir. Böyleleri oralara (eğer girerlerse) ancak korka korka girebilmelidirler. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap vardır. -2Bakara ﴾114﴿-

Mihrabı Resül

Aşağıdaki kırmızı renkli alanda yazılan:

قال رسُول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم

وعَمُودُهُ الصَّلاةُ

Resulüllah Sallallahu Aleyhi Vessellem dedi;

Namaz dinin direğidir.’

Aşağıdaki resimde penbe çizgili alanda yazılan:

Heze Musalla Resulüllahu Sallallahu Aleyhi Vesselem

”Burası Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi Vessellem’in namaz kıldığı yer.”

Peygamber (sav) Mihrabı ; mihrabın tam üzerinde işaretli olan kısımda yazılı olan bilgi ;

“hezel mihrab Resulullah Sallallahu aleyhi vesselam”

“Bu Allah Resulü Sallallahu Aleyhisselam’ın mihrabıdır”

Medine şeyhülharemi Dâvud Paşa’nın Mescid-i Nebevî’nin yaklaşık dört asırlık bir süreden beri tam bir imardan geçmediği şeklindeki mektubu üzerine bir rapor hazırlatan Osmanlı Sultanı Abdülmecid, 1266 yılı başında (1849 sonları) mescidi yeniden inşa etmeye karar verdi, Abdullah Zühdü, üç yıl süren bir çalışmadan sonra Mescid-i Nebevî’nin kubbe kasnaklarını, duvarlarını, kapılarını, mihrap ve sütunlarını kuşak halinde celî sülüs tarzında âyetler, hadisler, Hz. Peygamber’in ve mescidinin adları ve sıfatlarıyla tezyin etti , halen bu imar üzerine bizler ibadetlerimizi Eda etmekteyiz inşaAllah

Şimdi burada Mescidi Nebevi’de Ravzayı Mutahhara’da , Hususen Peygamber (sav) Mihrabında yer alan ayet , hadis ve açıklayıcı bilgilerin tercümesini vereceğiz ;

1-Mihrabı Nebi صلى الله عليه و سلم

محاريب المسجد النبوي

المحراب النبوي الشريف

Mihrabın üzerindeki yazıları(hat )okuyan ve yayınlayan Sajid Bey’e teşekkürler.

Mihrabın en üstünde Ali İmran süresi 37.ayetin bir kısmı yazılıdır, bu kısım ise ;

كُلَّمَا دَخَلَ عَلَيْهَا

زَكَرِيَّا الْمِحْرَابَۙ

“Zekeriyya onun üzerine mihraba her girdikçe”

Ayetin tamamı nedir diye düşünürsek eğer ;

فَتَقَبَّلَهَا رَبُّهَا بِقَبُولٍ حَسَنٍ وَاَنْبَتَهَا نَبَاتاً

حَسَناًۙ وَكَفَّلَهَا زَكَرِيَّاۜ كُلَّمَا دَخَلَ عَلَيْهَا

زَكَرِيَّا الْمِحْرَابَۙ وَجَدَ عِنْدَهَا رِزْقاًۚ قَالَ يَا

Elmalılı Meali (Orjinal)

Bunun üzerine rabbı onu güzel bir kabul ile kabul buyurdu ve güzel bir surette yetiştirdi, Zekeriyanın himayesine verdi, Zekeriyya onun üzerine mihraba her girdikçe yanında yeni bir rızk bulur, ya Meryem! bu sana nereden? derdi, o da Allah tarafından, derdi: Şüphe yok ki Allah dilediğini hisabsız merzuk buyurur

Al-i İmran﴾37﴿-