Zeyd Bin Harise (r.a.) Kimdir?


Peygamber Efendimiz’in himaye ettiği ve ilk Müslümanlardan Zeyd Bin Harise’nin (r.a.) hayatı…

Zeyd bin Harise (r.a.) azadlı köleler içinde ilk Müslüman olma şerefini elde edenlerdendir

PEYGAMBERİMİZİN HİMAYE ETTİĞİ SAHABİ

Hazret-i Zeyd, Peygamberimizin azadlısı olup Yemenlidir. Onun esirlikten emirliğe yükselen ibret dolu bir hayatı vardır. Şöyle ki:

O daha henüz çocuk yaşlarında idi. Annesi Su’da binti Salebe ile birlikte akrabalarını ziyaret için Beni Maan kabilesine gitmek üzere yola çıkmışlardı. Yolda baskına uğradılar ve Zeyd esir alındı. Mekke de Ukaz pazarına getirilip satışa çırakıldı. Onu Hazret-i Hatice’nin yeğeni Hakim bin Hızam satın aldı. Mekke’ye vardığında halasına “Hala Ukaz pazarından bir çok köle aldım. Onlardan istediğini seç, sana hediyem olsun.” dedi Hz Hatice köleler arasından Zeyd bin Harise’yi seçip, götürdü Bir müddet sonra Peygamber Efendimiz’le evlenen Hz. Hatice annemiz en kıymetli kolesi Zeyd’i Efendimize hediye etti. Sevgili Peygambenmiz de onu aldı ve azad etti. Fakat Zeyd Resul-i Ekrem Efendimiz’in yanında kaldı. Hem hizmetinde bulunmaya hem de O’nun nurundan, guzelliklerinden faydalanmağa çalıştı. Hiç bir yerde görmediği ve göremiyeceği şefkati, merhameti, adaleti, keremi, yardımı, muhabbeti Efendimiz’den yudum yudum içti

Anne ve babası oğullarının kaybolmasından çok üzüldüler. Evlat ateşiyle yanıp tutuşan Zeyd’iın babası Harise her yerde onu aradı ve her kafileden onu sordu. Göz yaşları arasında şiirler söyleyerek hasretlerini gidermeğe çalıştı:

Zeyd’imyavrum!Giderim geri döneceğini bilsem ah!

Senden başkasının dönmesini istemem vallah

Anarım esince rüzgar, nerde bir çocuk görsem, onu

Ve doğarken güneş hatırlatıyor seni  her sabah

Bir hac mevsiminde Zeyd’in kavminden Kabe’yi ziyarete gelenler onu gördüler ve tanıdılar. Birbirlerine hal hatır sordular. Hac dönüşü babasına gördüklerini ve duyduklarını anlattılar. Bu habere çok sevinen babası Harise kardeşi Ka’b île birlikte Mekke’ye geldi, hemen Sevgili Peygamberimizin huzuruna çıktılar ve “Ey Kureyş kavminin efendisi, ey Abdulmuttalib’in torunu . Siz Harem-i Şerif’in komşusunuz. Misafire ikram eder, esirlere ihsan edersiniz. Açları doyurur, muhtaçlara yardım edersiniz Sana yanındaki oğlumuz için geldik. Fidye karşılığı ne kadar para istersen onu verelim bize oğlumuzu geri ver. Ne olur bu dileğimizi geri çevirme” dediler.

Efendimiz “Zeyd’i çağırıp, kendisine durumu bildirelim ve onu serbest bırakalım. Sizinle gelmeyi tercih ederse fidyesiz alıp götürebilirsiniz. Şayet burda kalmayı tercih ederse yanımda kalır.” buyurdular. Resul-i Ekrem Efendimiz Zeyd’i çağırdı ve kendisine “Bunları tanıyor musun?” diye sordu. O da: “Evet! babam Harise amcam Ka’b” dedi Şefkat ve merhamet pınarı Efendimiz tekrar “Ey Zeyd! Benim sana olan davranışımı gördün. Bunlar seni almaya gelmişler. Tercih senindir. Dilersen onlarla gidersin, istersen yanımda kalırsın.”  buyurdu. Zeyd hiç tereddüt etmeden: “Ya Resulullah! Sizi kimseye tercih edemem. Benim babam da amcam da sizsiniz” diye cevap verince babası hayretler içinde: “Yazıklar olsun sana, demek ki sen köleliği hürriyete, annene, babana ve amcana tercih ediyorsun” dedi O da “Babacığım ben bu zattan öyle bir şefkat ve merhametle muamele görüyorum ki, O’na kimseyi tercih edemem” cevabını verdi

İşte gönüllerdeki sevgiyi böylesine net olarak ortaya çıkaran ve nice gönüller fetheden muamele Ve işte şefkatli merhametli davranışın neticesi…

Resül-i Ekrem Efendimiz Zeyd’deki bu sevgiyi ve teslimiyeti görünce onun elinden tutup Kabe-i Muazzama’nın duvarı dibinde oradakilere hitaben “Şahit olun ki Zeyd benim oğlumdur. O bana varis, ben de onu varisim” buyurdular. Babası ve amcası bu davranışı görünce içleri rahatladı ve huzurla memleketlerine döndüler. O günden sonra o, Zeyd bin Muhammed ismini aldı. Fakat “Onları babalarının isimleriyle çağırınız” (Ahzab, 5) ayeti kerimesi nazil olunca tekrar Zeyd bin Harise adıyla çağrılmaya başlandı.

ESİRLİKTEN EMİRLİĞE

Resulullah’ı sevmenin ne büyük devlet olduğunu Zeyd hakkındaki şu iltifat-ı Nebide görürüz: “Allah’a yemin ederim ki, Zeyd bin Harise emirliğe layık ve insanların bana en sevimlisidir.” O ashap arasında da Resulullah’ın sevgilisi lakabıyla anılmıştır. Bedir’den Mute’ye kadar bütün gazvelere katılmış, şecaati ve kahramanlığıyla örnek olmuştur. 629 tarihinde “Mute”de şehit olmuştur. Bu harpte üç komutan peş peşe şehit düşmüştür.

Resulullah, Mute’de şehit düşen bu üç komutanın ailelerine baş sağlığı ve sabır dilemeye gider. Zeyd bin Harise’nin evine vardığı zaman küçük kızı ağlayarak kucağına atılır. Rahmet Peygamberi Efendimiz de kendini tutamaz, gozlerinden inci gibi yaşlar akıtır. Sa’d bin Ubade “Ya Resulullah bu hal nedir?” diye sorunca: “Bu sevgilinin sevgilisine ağlamasıdır.” buyururlar.

Cenab-ı Hak bizleri de böyle sevgiler ve teslimiyetlerle nimetlendirsin. O Resulullah aşıklarının şefaatlerine erdirsin. Amin.