VEKALET (BEDEL) HACCI NEDİR?


Sözlükte, karşılık ve yerine geçen anlamlarına gelen “bedel” bir hac terimi olarak, hac ibadetini bizzat kendisi yapamayan kimsenin vekaleten bir başkasına yaptırmasına denir.

İbadetler;

  1. Namaz ve oruç gibi beden ile yapılanlar,
  2. Zekat, kurban ve fıtır sadakası gibi mal ile yapılanlar,
  3. Hac gibi hem mal, hem de beden ile yapılanlar ol­mak üzere üç ana gruba ayrılır.

Yapılan bir ibadetin sevabı sağ ya da ölü bir kimseye bağışlanabilir, o kimse bundan yararlanır. Bu noktada, bir kimsenin bizzat yerine getirmekle yükümlü olduğu ibadet­leri vekalet yolu ile başkasına yaptırıp yaptıramayacağı so­rusu akla gelmektedir. Bu konudaki temel prensipleri şöyle sıralamak mümkündür:

Bedenle yapılan ibadetlerde vekalet geçerli olmayıp, ibadetin bizzat mükellefin kendisi tarafından yerine getiril­mesi gerekir. Mesela, mükellef ne kadar hasta olursa olsun, onun yerine başkası namaz kılamaz. Bizzat mükellef, ken­disine tanınan ruhsatlar çerçevesinde namazını kılar. Oruç da böyledir.

Mal ile yapılan ibadetlerde ise vekalet geçerlidir. Mesela bir kimse, zekat olarak hesaplayıp ayırdığı meblağı, ikinci bir kişi aracılığı ile fakirlere ulaştırabilir, malının zekatı­nı hesaplayıp fakirlere vermek üzere başkasını vekil tayin edebilir.

Hem beden, hem mal ile yapılan bir ibadet olan hac­da ise, bizzat mükellef tarafından yapılmasına engel meşru bir mazeret bulunması halinde vekalet geçerlidir. Mazeret bulunmadığı taktirde ise haccın vekalet yolu ile yapılması geçerli değildir.

Vekalet konusunda farz, vacip ve nafile hac arasında fark yoktur.

Yani bir kimse şartlar oluştuğu taktirde farz olan hac için vekil tayin edebileceği gibi, vacip veya nafile hac için de vekil tayin edebilir.


VEKALET YOLUYLA HAC YAPILABİLİR Mİ?

Vekâlet yoluyla hac yapılabilir mi? Vekaleten hac yapmanın şartları nelerdir?

Kendisine hac farz olmuş bir kimse sağlık, yaşlılık vb. bir sorun sebebiyle bizzat hacca gidemeyecek durumda olursa, başka birisini bedel göndererek, vekâlet yoluyla hac yaptırabilir. Böyle kişilerin, hayatta iken birini vekil (bedel) olarak göndermesi mümkün olduğu gibi, mirasçılarına, ölümünden sonra kendi adına bedel haccı yaptırılmasını vasiyet etmeleri de mümkündür. (Kâsânî, Bedâi‘, II, 212) Bu hüküm hadislere dayanmaktadır. Hz. Peygamber, ölen yakınları veya yaşlı büyükleri yerine hac yapıp yapamayacaklarını soran kişilere, söz konusu yakınları için hac yapabileceklerini belirtmiştir. (Buhârî, Hac, 1; Müslim, Hac, 407; Tirmizî, Hac, 86-87; İbn Mâce, Menâsik, 9-10)


VEKALETEN HAC YAPMANIN ŞARTLARI NELERDİR?

Bir kişinin kendi yerine vekil (bedel) göndererek hac yaptırabilmesi için şu şartların bulunması gerekir:

a) Adına haccedilecek (bedel gönderecek) kişiye, önceden hac farz olmuş olmalıdır.

b) Adına haccedilecek kişi vefat etmiş olmalı veya yaşlılık, iyileşme ümidi olmayan bir hastalık gibi sebeplerle, bizzat haccetmekten devamlı olarak âciz olmalıdır.

c) Bedel gönderilecek kişi Müslüman, akıl sağlığı yerinde, ergenlik çağına ulaşmış bir kişi olmalıdır.

d) Bedel gönderilen kişinin hac masrafı, gönderen tarafından karşılanmalıdır.                     

e) Vekil için, hac masrafları haricinde bir ücret şart koşulmamalıdır.

f) Adına haccedilen kişi, kendisi için haccetmesini vekilden istemiş olmalıdır. İzin veya vasiyeti olmadan, bir kimse adına başkası tarafından yapılan hac ile, o kimse üzerindeki hac borcu ödenmiş olmaz. Ancak, mirasçının, mûrisi adına yaptığı hac, bu hükmün dışındadır. Ölmüş bulunan mûrisin vasiyeti bulunmasa bile, varisin onun adına yaptığı hac geçerlidir.                                                                                                                                  

g) Vekil, haccı bizzat kendisi yapmalıdır.                                                                                   

h) Vekil, ihrama girerken sadece gönderen adına niyet etmelidir.                                             

i) Vekil, gönderenin isteğine uymalı, onun istediği haccı yapmalıdır.                                        

j) Vekil, müvekkilin memleketinden yola çıkmalıdır.

k) Vekil, gönderen adına yapılacak menâsiki tamamlamadıkça kendisi için umre yapmamalıdır. (Kâsânî, Bedâi‘, II, 212-215; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IV, 14-18)


HACCA VEKİL GÖNDERMENİN ŞARTLARI

Kişinin kendi yerine vekil (bedel) göndererek hac yaptırabilmesi için gerekli şartlar.

Hacca vekil (bedel) göndermeyi caiz kılan şartlar:

1. Hac ibadeti ile yükümlü olan bir kimse; üzerine hac farz olduğu yıl bu görevi yerine getirmez, daha sonra hac yapmasına engel bir durum ortaya çıkar ve bu engelin öm­rünün sonuna kadar devam edeceği bilinirse yerine bedel gönderir. Bu kimsenin bedel göndermesi ittifakla farzdır. Sağlığında bedel göndermemiş ise, ölümünden sonra yerine bedel gönderilmesini vasiyet etmesi gerekir. Vasiyet etmezse günahkar olur. Böyle bir vasiyette bulunmamış ise mirasçı­ları onun adında vekaleten hac yapabilir veya vekil gönde­rebilirler.

2. Haccın farz olması için gerekli şartları taşıdığı halde sağlık ve yaşlılık nedeniyle bizzat hac yapamayacak durum­da olan kimselere haccın farz olup olmadığı konusunda ih­tilaf edilmiştir:

a) Görme özürlü kimse hakkında Ebû Hanîfe’den iki rivayet vardır. Meşhur olan rivayete göre ekonomik gücü olsa ve kendisine refakat edecek biri bulunsa bile a’ma kim­seye hac farz değildir. Bu kimsenin bedel göndermesi de gerekmez.

İmam Muhammed ile Ebû Yusuf’un tercih ettikleri görüşe göre bu a’ma kimsenin ekonomik gücü ve kendisine refakat edecek biri varsa hac yapması farz olur. Diğer mez­heplerin görüşleri de bu istikamettedir.

b) Hanefî ve Malikî mezheplerine göre bir kimsenin hac ile yükümlü olabilmesi için diğer şartların yanında be­denen sağlıklı olması da gerekir. Dolayısıyla felçli, kötürüm ve tedavi imkanı olmayan hastalar ile çok yaşlı kimselere hac farz olmaz.

Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre ekonomik imkanı bu­lunan ve diğer şartları da taşıyan ancak çok yaşlı olması veya felçli ve kötürüm olma gibi bedensel bir engeli ve tedavisi im­kansız bir hastalığı bulunması sebebiyle bizzat hac yapamaya­cak durumda olan kimselerin yerlerine bedel göndermeleri gerekir. Bu kimselerin bedenen hac yapmaya güçleri yetmiyorsa da maddî yönden yetmektedir. Bu görüşün delili yukarıda zik­redilen hadislerdir.

Hanbelî mezhebine göre; hacca bedel gönderen kimse daha sonra bizzat gitme imkanını elde etse bile yeniden hac yapması gerekmez. Çünkü mükellef, vekalet yolu ile de olsa farz olan haccı yerine getirmiştir.


NAFİLE HACDA VEKALET ŞARTLARI

Nafile hacda vekalet şartları nelerdir?

Nafile haccın vekalet yolu ile yapılabilmesi için; vekilin müslüman, akıllı, mümeyyiz olması ve kim adına nafile hac yapılıyorsa niyeti onun için yapması şarttır. Vekalet yoluyla nafile hac yapılması için bunlardan başka bir şart aranmaz. Çünkü nafile ibadetlerde hareket alanı daha geniştir.

Şafiî ve Hanbelî mezhebine göre nafile hacda vekaletin ge­çerli olması için vekilin kendi adına farz haccı yapmış olması şarttır.


Başkası Yerine Umre Yapmak

Hacda olduğu gibi başkası yerine (niyâbet yoluyla) umre yapmak câiz görülmüştür. Hanefîler’e göre bu umre câizdir, Mâlikîler’e göre ise mekruh olmakla birlikte sahihtir. Şâfiî ve Hanbelîler’e göre ölen veya gücü yetmeyen kişi adına umre yapmak câizdir; imkânı varken umre yapmadan ölen kişi adına onun terekesinden umre yaptırılır; kendi vasiyeti olmasa da üçüncü bir kişi onun adına umre yapabilir; gücü yetmeyen kişi adına nâfile umre yapılması da câizdir.


Hacci Bedelin Fazileti

 Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur; “Muhakkak Allahu Teâlâ bir hacla (haccı bedelle) üç kişiyi Cennet’e koyar: 1-Kendi adına haccı bedel yapılan ölmüş kişiyi, 2-Hac yapanı, 3-Bu haccı yaptıranı (yani haccı bedeli için para veren varisleri ve diğerlerini.)” (Kenz)

İZAH: Bir başka hadiste şöyle buyurulmuştur; “Bir kimse başkasi tarafından hac yaparsa, ona kendisi adına hac yaptığı kimsenin sevabı kadar sevab verilir.

Ibni Muvaffak rahmetullahi aleyh diyor ki; Ben Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem adına pek çok hac yaptım. Bir defasında rüyamda Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’i gördüm. Bana, “Ey İbn’ül Muvaffak! Sen benim adıma hac mi yaptın?” buyurdu. Ben, “Evet yaptım yâ Rasûlallah!” dedim. Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem, “Benim tarafımdan Lebbeyk dedin mi?” buyurdu. Ben, “Evet efendim” dedim. Rasûlullah sallallahu syhi vesellem buyurdu ki; “Ben kıyamet günü bunun karşılığını verecegim şöyle ki, mahşer meydanında elinden tutup seni Cennet’e sokacağım. Diğer insanlar hesap vermekle meşgul olacaklardır.

Bir hadiste şöyle buyurulmuştur; “Başkasının yerine hac yapmakla dört kişiye hac sevabı verilir: 1-Haccı vasiyet edene, 2- 0 vasiyeti yazana, 3-Parasını verene, 4-Hacci yapana.” Ancak bir şeye son derece dikkat edilmelidir: Hacc-i bedel yaparken niyetin hâlis olmasına özen gösterilmelidir. Maksat sadece hac yapmak, Ravza’i Mutahha- ra’yı ziyaret etmek ve başkasına yardım etmek olmalıdır. Bu hacdan dolayı herhangi bir dünyevî menfaat maksud olmamalıdır. Hac yapanin niyeti böyle (bozuk) olsada hac yaptıran kişiye sevab verilir Ancak hac yapan kimsenin sevabı yok olur. Imamı Gazâli rahmetullahi aleyh yazıyor ki: Ucret karşılığında hacc bedel yapan kimse din ameliyle dünya kazanmaktadır. Öyleyse en güzeli bunu başlıca bir meslek ve ticaret haline getirmemelidir. Çünkü Allah celle celaluhu din hürmetine dünya verir ama dünyaya karşılık din vermez. Yani onun gayesi hem dünya metâi toplamak olsun hem de kendisine sevab verilsin… Bu olmaz.””

Fezaili Hac sayfa 29