HACLA İLGİLİ KADINLARA MAHSUS MESELELER
İlgili bölümlerde anlatılmış olmakla birlikte önemine binaen hacda kadınlar ile ilgili hususların burada özetlenmesi yararlı görülmüştür.
Hac ve umre ibadetinde kadınlar ile erkekler arasında biri yükümlülük diğeri uygulama olmak üzere iki konuda farklılık vardır.
YÜKÜMLÜLÜK BAKIMINDAN FARKLAR
Erkeklerden farklı olarak kadınlara haccın farz, umrenin sünnet veya Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre farz olabilmesi için şu iki şartın da bulunması gerekir.
a) Can, mal ve namus güvenliğinin sağlanmış olması.
b) Eşi ölmüş veya boşanmış kadınların iddet süresini doldurmuş olmaları.
UYGULAMADAKİ FARKLAR
Haccın uygulamasında erkekler ile kadınlar arasında bazı farklar vardır. Bu farkları şöyle sıralayabiliriz.
İHRAM YASAKLARINDAKİ FARKLAR
Kadınlar ihramlı iken mutat giysilerini ve ayakkabılarını giymeye devam ederler, başlarını örterler, ancak yüzlerini açık tutarlar.
b) Telbiye , tekbir, tehlil ve salavat-ı şerîfe getirirken ve dua yaparken seslerini yükseltmezler.
c) Tavafta ıztıbâ ‘ ve remel , sa‘yde ise hervele yapmazlar.
ç) İhramdan çıkmak için saçlarını tıraş etmezler, sadece saçlarının uçlarından bir parmak ucu kadar keserler.
d) Adet ve loğusa halindeki kadınlar, tavafın dışında, haccın bütün menâsikini yapabilirler. Bu hallerinde iken farz olan ziyaret tavafını bayramın ilk üç gününden sonra yapmaları veya vedâ tavafını terk etmeleri sebebiyle her hangi bir ceza gerekmez.
e) İfrad haccı için ihrama girdikten sonra adet gören kadınlar, kudûm tavafı yapmazlar. Temizlenmeden Arafat ’a çıkmak durumunda kalırlarsa Arafat’a çıkarlar, Müzdelife vakfesini ve şeytan taşlama görevini yaparlar, Ziyaret tavafını temizlendikten sonra yaparlar.
f) Temettu‘ haccı için ihrama girdikten sonra adet gören kadınlar, Arafat ’a çıkmadan önce temizlenmezlerse umre ihramını iptal ederler ve Arafat’a çıkarken hac için ihrama girerler. Bu şekilde hareket eden kadınlar ifrad haccı yapmış olurlar; şükür kurbanı kesmeleri gerekmez. Hacdan sonra iptal ettikleri umreyi kazâ ederler ve bu sebeple ceza kurbanı keserler.
Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre hac için ihrama girmekle umre ihramı bozulmaz. Bu şekilde hareket eden kadınlar, umre ihramını hac ihramı ile birleştirmiş sayıldıklarından kırân haccı yapmış olurlar ve kırân hedyi kesmeleri gerekir.
g) Kırân haccı için ihrama girdikten sonra adet gören kadınlar, umre yapmadan önce Arafat ’a çıkmak durumunda kalırlarsa, umre niyetleri bozulmuş sayıldığından ifrad haccı yapmış olurlar. Bu durumdaki kadınların şükür kurbanı kesmesi gerekmez. Fakat hacdan sonra bozulan umreyi kazâ ederler ve bozdukları için bir ceza kurbanı keserler.
Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre, umre tavafını yapmadan Arafat ’ta çıkmakla umre bozulmuş sayılmaz. Yaptıkları hac yine kırân haccı olur ve şükür kurbanı kesmeleri gerekir.
ADETLİ KADIN ZİYARET, VEDA VEYA UMRE TAVAFI YAPABİLİR Mİ?
Âdetli kadın ziyaret, veda ve umre tavaflarını yapabilir mi? İşte cevabı…
Âdetliyken ihrama giren veya ihrama girdikten sonra âdet görmeye başlayan kadınlar, tavafın dışında haccın bütün menâsikini yerine getirebilirler. Ancak metâfa giremez ve tavaf edemezler. Çünkü Resûlullah (s.a.s.), Hz. Âişe’ye “Bu, Allah Teala’nın, Âdem’in kızları üzerine yazdığı bir şeydir (senin elinde olan bir şey değildir). Hacıların, hacla ilgili yaptıklarını sen de yap. Ancak âdet gördüğün sürece Kâbe’yi tavaf etme.” (Buhârî, Hayız, 1) buyurmuştur.
Âdetli oldukları için bayram günlerinde ziyaret tavafını yapamayan kadınlar âdetleri bitince bu tavaflarını yaparlar. Bu gecikmeden dolayı kendilerine herhangi bir ceza gerekmez. Ziyaret tavafını yaptıktan sonra âdet gören kadınlar, ülkelerine dönmeden önce, vacip olan veda tavafını yapacak imkân bulamazlarsa, bu tavafı terk ederler. Bundan dolayı da bir ceza gerekmez (Semerkandî, Tuhfe, II, 410, 414).
Mekke’de kalma imkânı yoksa Hanefî mezhebine göre tavafta taharet farz olmayıp vacip olduğu için, âdetli olarak ziyaret tavafını yapar, ancak ceza olarak bir deve veya sığır (bedene) kurban etmesi gerekir. İmkân bulur da temizlendikten sonra bu tavafı iade ederse bu ceza düşer (Kâsânî, Bedâî’, II, 129).
Şâfiî mezhebine göre bir kadının âdetli iken yapacağı tavaf hiçbir şekilde geçerli değildir. Temizlendikten sonra yapması gerekir (Nevevî, el-Mecmû’, VIII, 14, 17). Mâlikî mezhebine ait bazı kaynaklarda belirtildiğine göre, âdetli kadının temizleninceye kadar Mekke’de kalma imkanı yoksa âdet sırasındaki kanamanın kesilip, kanın gelmediği temizlik zamanını gözler, bu ara zamanda guslederek tavafını yapar. Bundan dolayı da herhangi bir ceza gerekmez (Bkz. Uleyş, Şerhu minah, I, 171, 176; Desûkî, Hâşiye, I, 172-175).
Başına bu hâl gelen bir kadının durumunu ilgililere bildirmesi ve onların vereceği cevaba göre amel etmesi uygun olur. Umre tavafına gelince Hanefî mezhebine göre tavafta taharet farz olmayıp vacip olduğu için, umrenin tavafını adetli olarak yaparsa ceza olarak bir dem (koyun veya keçi) kurban etmesi gerekir. İmkân bulur da temizlendikten sonra bu tavafı iade ederse bu ceza da düşer (Kâsânî, Bedâî’, II, 129). Kaynak: Diyanet İşleri Fetva Kurulu
DETAYLI BILGILER
HACLA İLGİLİ KADINLARA MAHSUS MESELELER
Zikri geçen bütün menâsiklerde kadın erkek gibidir. Lihâza erkeğin yaptığı amelleri kadın da yapacaktır, çünkü
وَلِلّٰهِ عَلَى النَّاسِ حِجُّ الْبَيْتِ مَنِ اسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلًا
“Yol bakımından gidebilenlerin o evi haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır.” âyet-i celilesi, kadın ve erkek her iki zümreye de şâmildir. Ayrıca nasıl imam, namaz, zekât gibi hükümlerle erkekler mamursa, bunun gibi kadınlar da bu hükümlerin muhatablarıdır. Elbette on iki ayrı hükümde ise kadınlar erkeklerden ayrıdır.
1) İhrama girdikten sonra kadınların âdetlerine mutabık dikişli elbise giymeleri memnû değildir. Çünkü dikişli elbise giyilmemesi durumunda haram olan keşfi avret endişesi vardır.
Elbette zâferan vs. gibi kokulu şeylerle boyanmış olmamalıdır, çünkü koku yasağı kadın ve erkekler için aynıdır.
2) Kadınların başlarını örtmeleri memnû değildir, aksine sâtir[1] nedeniyle açmaları memnûdur, yüzlerini örtmeleri durumunda ise cinayet lazım gelecektir, çünkü kadınların ihramı yüzlerindedir. Kadın peçesini yüzüne temas etmeyecek şekilde sarkıtmalıdır. Yaşlı kadınların böyle yapmaları fitne endişesi olmadığında müstehabtır. Genç kadınların ise hicab yapmaları vâcibtir.
Âişe radıyallahu anhâ diyor ki: “Biz (kadınlar) ihramlı olarak Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’la beraber iken, binekliler tam hizamıza gelince, her birimiz cilbabını başından yüzünün üzerine sarkıtıverirdi. Bizi geçtiler mi tekrar kaldırırdık.”
Bir başka delil de şudur ki; böyle bir şeyin sarkıtılması mahmelden, gölgelenilme mesâbesindedir, gölgelenme ise câizdir. Lihâza tülbentin de yüze sarkıtılması câiz olacaktır.
3) Kadınlar telbiye’yi sesle değil, sessizce söylemelidirler. Çünkü kadının sesini yükseltmesinde fitne endişesi vardır. Elbette eğer yanlarında gayrı mahrem yoksa, o zaman sesli de söyleyebilirler.
4) Kadınlar tavafta remel yapmamalıdırlar. Çünkü bu şey setr-i avret konusunda muhildir.
5) Kadınlar tavafta ıztıbâ yapmamalıdırlar.
6) Erkeklerin yığılma vaktinde kadınlar Hacerü’l Evsed’i istilâm yapmamalıdır.
7) Kadınlar erkeklerin yoğun olduğu vakitte Makam-ı İbrâhim’in yanına tavaf namazı için gitmemelidir, aksine Harem’de herhangi bir yerde kılmalıdırlar.
8) Kadınlar Mileyn ahzereyn arasında koşmamalıdırlar, çünkü bu şey setr-i avret konusunda muhildir.
9) Kadınlar erkeklerin yoğun olduğu vakitte Safa ve Merve’nin basamaklarına çıkmamalıdırlar.
10) Kadınlar ihramdan çıkarken saçlarına ustura vurmamalıdırlar, aksine bir parmak boğumu saçlarının uçlarından kestirmelidirler. Çünkü Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kadınları tıraş olmaktan men buyurmuşlardır.
Bir başka delil de şudur ki; kadın hakkında halak, yani tıraş olma müsledir, yani şekli, yasak hududuna kadar değiştirmedir. Nasıl erkekler hakkında sakallarını kesmeleri müsledir, müsle ise haramdır. Haram’a irtikap ederek sünnetin edâ edilmesi ise câiz değildir.
11) Kadınlar hayız ve nifas özürlerinden dolayı ziyaret tavafını nahr günlerinde yapamazlarsa, sonradan yaptıklarında onlara dem-i tehir lazım gelmeyecektir.
12) Kadınlar hayız ve nifas özürlerinden dolayı veda tavafını nahr günlerinde yapamazlarsa, veda tavafının tehirinden dolayı onlara dem-i tehir lazım gelmeyecektir.
DEATAYLI
Kadın ne kadar yaşlı olursa olsun, onun beraberinde mahremi olmadan sefer yapması câiz değildir. Beraberlerinde mahremleri olan kadınlarla birlikte sefer yapması câiz değildir. Kadın eğer ölene kadar beraberinde hac yapabileceği bir mahrem bulamazsa, o zaman hacc-ı bedel vasiyeti yapmalıdır.
Kadın niyâbeten remy yaptırabilir mi?
Bir kimse binekle Cemrelere kadar gidemez, yahut kendisini bineğe bindirip indirecek birini bulamazsa, böyle bir kimsenin remyi niyâbeten olacaktır. Mahremleri bulunmadığı için niyâbeten remy yaptıran kadınların remyi ise olmayacaktır, çünkü Cemrelere kadar gitmek için mahremin bulunması gerekli değildir. Onun için böyle kadınlara dem vâcip olacaktır.
Yüce İslâm şeriatında kadın için üç günlük mesafeyi kocası veya mahrem bir akrabası bulunmadan yapma vüs’ati yoktur. Nitekim kadına hac, bu kolaylık sağlandığında vâcib olmaktadır. Ancak günümüzde hava yolculuğu kanalıyla şu durum meydana gelmiştir ki; eğer bir kimse örneğin İstanbul havalimanından annesini uçağa bindirir, diğer kardeşi de onu Cidde havalanında istikbâl için bulunursa, bu şekilde yapılan yolculukta sadece birkaç saat mahremsiz geçmektedir, bu durum câiz midir, değil midir?
Bu konuda usûl olarak şu şey zihne yerleştirilmelidir ki; İmam Ebû Hanife’ye göre şer’î sefer için üç günlük müddet matlup değildir, aksine matlup olan, bir insanın yaya olarak üç günde katedebileceği mesafedir. Bunun gibi şu da zâhirdir ki; uçakla yapılan bu sefer birkaç saatliğine olsa da, şer’î seferdir. İşte bu nedenledir ki, bu muhtasar vakitte namazlar kasr yapılmaktadır. Lihâza kadının kocası veya mahremi bulunmadan bu şekilde sefer yapması câiz olmayacaktır.
MAHREM KONUSU
Kadının hac için giderken beraberinde kocası veya mahreminin bulunması gereklidir. Bu olmadan kadının hacca gitmesi doğru değildir.
Mahrem dindar olmaz yahut annesi ve kız kardeşinin kendisine güvenemeyeceği kadar dinsiz olursa, onunla hacca gitmek de doğru olmayacaktır.
Güvenilir bir mahrem bulunması hâlinde kocanın artık hanımını (farz) hacdan alıkoyması câiz değildir. Koca mâni olsa bile, kadın onu dinlemeyip bu durumda haccını yapmalıdır.
Henüz baliğa olmamış, ancak büluğ çağına yaklaşmış kız çocuklarının da beraberlerinde mahremleri olmadan hacca gitmeleri câiz değildir.
Kadın kendisiyle birlikte gelen mahreminin masraflarını da üstlenmelidir. Mahremin yaptığı masrafları kadın ona ödemelidir.
Eğer bir kadın beraberinde hac yapabileceği bir mahrem ömür boyu bulamazsa, bu durumda o hac yapmama günahına girmeyecektir, ancak vefat esnasında “benim adıma hac yaptırın” diye vasiyet etmesi gerekli olacaktır. Böyle bir kadın vefat ettikten sonra vârisleri onun tarafıdan birine hacc-ı bedel yaptırmalıdır. Bu şekilde onun üzerinden hac farizası sâkıt olacaktır.
Hamile kadın hac yapabilir mi? Eğer yapabilirse, onun rahmindeki yavrunun da haccı olacak mıdır?
Hamile kadın hac yapabilir, fakat rahmindeki yavrunun haccı olmayacaktır.
Kadınların, yabancı erkeklerle izdihama girileceği muhtemel olan yoğunlukta tavaf yapmaları câiz değildir. Diğer vakitlerde erkekler de nazrı matafın kenarından tavaflarını yapmalıdırlar.
Muhrim soğuk nedeni ile çadır vs. örtebilir, ancak başını örtemeyecektir ve vücud hatlarına göre yapılan çorap vs. gibi giysiler de giyemeyecektir. Elbette kadının ihramı yüzünde olmaktadır. Onun için kadın ihramlı iken yüzüne temas edecek şekilde yüzünü örtü ile örtmemelidir. Elbette kadının mahremi olmayanlardan yüzünü gizlemesi gereklidir. Onun için kadın başına kasket gibi bir şey takarak peçesini onun üzerinden sarkıtmalıdır. Bu şekilde hem tesettür olacaktır, hem de peçe yüze temas etmeyecektir.
İzah: Kadının ihramlı iken yüzünü örtmesinin câiz olmadığı doğrudur. Ancak bunun anlamı ihramlı iken tesettürün bir kenara bırakılması değildir, aksine mümkün mertebe tesettür yapılması gereklidir. Onun için kadın başından aşağıya kasket gibi bir şey üzerinden peçesini sarkıtarak yüzünü gizlemelidir. Şart şudur ki; sarkıtılan şey yüze temas etmemelidir, ya da elinde tutacağı yelpaze vs. gibi bir şeyle yüzünü gizlemelidir. Şunda bir şüphe yoktur ki; uzun hac yolculuğu ve izdihamlarda kadının tesettüre riayeti nihayet zordur, ancak olabildiğince tesettüre ihtimam gösterilmesi gereklidir. Kişinin elinde olmadan olacakları Allah celle celâlühü bağışlayacaktır.
Kadınların vücudlarını veya saçlarını gösterecek tarzda elbise giyerek dışarı çıkmaları haramdır. Kadının saçlarını gösterecek şekilde ince eşarpla kılınan namaz da olmayacaktır. Mekke ve Medîne’ye gelerek genel olarak kadınlar cemaatle namaz kılmaya çalışmaktadırlar. Mescid-i Nebevî’de 40 vakit namazı tamamlamayı gerekli görmektedirler. Şu iyice bilinmelidir ki; Haremeyn Şerifeyn’de cemaatle namaz kılma fazîleti sadece erkekler içindir, kadınların ise oraya varınca bile evlerinde namaz kılmaları emredilmiştir. Onlar için evlerinde namaz kılmaları, cemaatle namaz kılmaktan efdaldir. Bizzat siz kendiniz düşününüz. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bizzat kendisi namaz kıldırırlarken, kadınların cemaatle namaz kılmalarına nazaran, evlerinde kılmalarının daha efdal olduğunu söylemiştir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in imam, Sahabe-i Kiram’ın da cemaat olduğu namaza oranda bile, kadınların evlerinde namaz kılmaları efdal olunca, günümüzdeki cemaatler kadınlar için nasıl efdal olacaktır. Hülâsa şudur ki; Haremeyn Şerifeyn’e giden kadınlar, orada da evlerinde namaz kılmalıdırlar. Onların evlerinde kıldığı namaz, Harem’de kılacakları namazdan daha efdaldir. Kadınlar sadece tavaf için mescide gelmelidirler.
Bazı kadınlar ihramda başlarına örtü bağlamayı gerekli görmemektedirler. Bu cehalet ve bid’attir. Mahremi olmayan kimselere karşı kadının başını ve yüzünü örtmesi farzdır. Saçları korumak için başörtüsü bağlamak fi nefsihi câizdir, ancak avam gerekli görmeye başlamıştır. Başörtüsü bağlamakla onların yanlış akidelerinin teyidi olacaktır, onun için her hâlukârda bundan kaçınılmalıdır. Tesettür için peçe veya çadır kâfidir, ancak peçe yüze temas etmeyecek şekilde sarkıtılmalıdır. Bazı kadınlar abdest alırken örtü üzerine mesh yapmaktadırlar. Bu durumda abdest ve namaz olmayacaktır.
Kadının ihramı siyah olmalıdır, başka renk giyinmeleri ise câizdir. Kadının ihramda iken mest, eldiven, entari giymesi ve ipekli giyinmesi, başörtüsü örtünmesi ve takı takınması câizdir.
Kadın ihramlı iken mest giyebilir, takı vs. takınabilir, eldiven giymesi de câizdir, fakat terk edilmesi evladır. Takı takınmaması ise güzeldir, çünkü ihram hâlinde ziynetin terki evladır.
Kadınlar abdest alırken başörtüleri üzerinden mesh yapmaları câiz değildir. Aksi takdirde ne abdestleri, ne namazları, ne de tavafları olacaktır. Ne hacları, ne de umreleri olacaktır, çünkü bu fiillerin abdestsiz yapılması câiz değildir. Abdest alırken başa meshin yapılması farzdır. Mesh yapmadan alınan abdest olmayacaktır.
Kadın, izdiham olması durumunda Hacerü’l Esved’i öpmeye bile çalışmamalıdır, çünkü bu durumda yabancı erkeklere sürtünme olacaktır ki; bu şeran memnû ve yasaktır.
Elbette eğer Hacerü’l Esved’in yanı boşsa, o zaman öpmekte bir mahzur yoktur.
Kadınlar Safa Merve arasında koşmamalı, izdiham olması durumunda Safa ve Merve üzerine çıkmamalıdırlar.
Kadının saçlarını halak yaptırması haramdır. Kadın ihramdan çıkmak için kasır yaptırmalıdır.
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuru saadetlerine çıkmak için itişip kakışmak, özellikle de kadınların erkeklerle izdihama sokulması haramdır. Böyle durumlarda uzaktan selamlama yapılmalıdır.
Kadınların Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevî’de namaz kılmalarına nisbeten evlerinde namaz kılmaları daha efdaldir.
Ay hâlindeki bir kadın ihrama girebilir. Hac veya umreye niyet ederek telbiye getirmeli ve ihrama girmelidir, ancak bu durumdaki kadın namaz kılamayacaktır ve tavaf yapamayacaktır.
KADINLARIN HAYIZLI HALI
Eğer kadın ay hâlinde iken ihrama girerse, gusül alarak ihrama girmeli ve tavafın dışında bütün hac efallerini edâ etmelidir.
Ziyaret tavafını yapmazdan evvel kadın haiza veya lohusa olursa, temizlendikten sonra ziyaret tavafını yapmalıdır.
Eğer tavaf taharet hâlinde yapılmış ve tavaftan sonra ay hâli başlamışsa, bu durumda hayız hâlinde say yapılması câizdir, çünkü say için taharet şart değildir. Elbette eğer bu hâl kudûm tavafından sonra meydana gelmişse, o zaman say’in ziyaret tavafından sonra yapılması efdaldir. Eğer ziyaret tavafından sonra meydana gelmişse, artık hayız hâlinde de say yapılmalıdır, tâ ki nahr günleri çıkmadan say yapılmış olsun. Say’in nahr günlerinde yapılması vâcip olmasa da, ziyaret tavafından sonra yapılması efdaldir, çünkü tavafla birlikte say’in muvâlâtla yapılması sünnettir.
Eğer Vukûf-u Arefe ve ziyaret tavafından sonra hayız hâli başlarsa, bu durumda ziyaret tavafı sâkıt olacak, dem de vâcip olmayacaktır. Elbette ay hâlinden temizleninceye değin beklenir ve ziyaret tavafı yapılırsa, bu efdaldir. Nifas hâli de bütün meselelerde ay hâli gibidir.
Hayız hâli nedeniyle veda tavafı kendisinden sâkıt olan kadın, eğer Mekke-i Mükerreme’de yerleşim yerlerinden ayrılmadan önce ay hâlinden temizlenirse, bu durumda ona veda tavafı gerekli olacaktır. Eğer yerleşim yerlerini aştıktan sonra temizlenirse, o zaman veda tavafı lazım olmayacaktır ki; dönerek tavaf yapsın. Bu durumda dem de lazım gelmeyecektir.
Eğer on günden önce kadının ay hâli kesilirse, (isterse muayyen olan âdetten fazla gelmiş olsun), bakılır, eğer kadın gusül almadan veya bir namazın vakti üzerinden geçmiş olmadan Mekke’den ayrılırsa, bu durumda da Mekke’nin yerleşim yerlerinin sonundan tavaf için dönülmesi gerekli olmayacaktır, çünkü daha böyle bir kadın hükmen hayızlıdır. Ancak eğer gusül almış veya bir namaz vakti geçmiş yahut da on günden sonra hayız kesilmişse, isterse gusül almamış ve üzerinden bir namazın vakti geçmemiş olsun, böyle bir kadına tavaf için dönmesi gerekli olacaktır.
Eğer kadın hayız hâlinde Mekke’den ayrılır ve bundan sonra temizlenirse, ister gusül alınmış, ister alınmamış olsun, onun dönmesi lazım gelmeyecektir. Lihâza eğer dönmesi gerekli olmamasına rağmen böyle bir kadın Mikat’tan çıkmadan önce kendi iradesiyle Mekke’ye dönerse, o zaman veda tavafı gerekli olacaktır, çünkü Mikat’tan çıkmadan Mekke’ye geri dönülmesi hâlinde daha henüz Mekke’den çıkılmadı kabul edilecektir.
İhrama girmeden önce hayız olan kimsenin ihrama girmesi câiz midir, değil midir?
Eğer hac için ihrama girmeden önce hayız olunursa, bir sakınca yoktur. Gusül veya abdest alınarak hac için ihrama girilmeli. İhram için kılınan iki rekât namaz kılınmamalı. Hac veya umre için niyet ederek telbiye okumalı ve ihrama girmelidir.
İhramdan önce alınan bu gusülle kadın temizlenmiş sayılır mı?
Bu gusül sadece temizlik içindir, ay hâlinden temizlenmek için değil.
Ay hâlindeki bir kadın Mekke-i Mükerreme’ye gelirse, tavaf-ı kudûm yapmalı mıdır, yoksa yapmamalı mıdır?
Ay hâlinde Mekke-i Mükerreme’ye ulaşan kadın tavaf-ı kudûm yapmamalıdır. Elbette eğer temizlenir ve vakit de bulabilirse, tavaf yapmalıdır. Eğer vakit olmaz ve haccın fiilleri başlarsa, bu tavaf muaf olacaktır.
Hâize bir kadın Kâbe-i Muazzama’yı tavaf edebilir mi?
Hayızlı kadının Kâbe-i Muazzama’ya ve Mescid-i Haram’ın içine dâhil olması ve Kâbe’yi tavaf etmesi haramdır.
Hayızlı kadının Kâbe’yi mescidin dışından tavaf etmesi câiz midir?
Mescidin dışında da olsa hayızlı kadının Kâbe’yi tavaf etmesi yine de haramdır.
Hayızdan temizlendikten sonra hangi tavaf gereklidir, hangisi gerekli değildir?
Hacı için Mekke-i Mükerreme’ye ulaştığında (tavaf-ı kudûm denilen) ilk tavaf sünnettir. Eğer kadın ay hâlinde ise, bu tavafı terk etmeli ve Mina’ya gitmeden önce temizlenirse, tavaf yapmalı, yoksa (bu tavaf) gerekli değildir. Onun üzerine bu tavafın keffareti lazım değildir.
İkinci tavaf on Zilhicce’de yapılan tavaftır ki; bu tavafa tavaf-ı ziyaret denmektedir. Bu tavaf hac için farzdır. Eğer kadın bu esnada ay hâlinde ise, tavafı tehir etmeli ve temizlendikten sonra (bu tavafı) yapmalıdır.
Üçüncü tavaf Mekke-i Mükerreme’den ayrılırken yapılmaktadır. Bu tavaf vâcibtir, fakat kadın eğer bu esnada ay hâlinde ise, bu tavafı da terk etmelidir ve kendisinden bu vacib de sâkıt olacaktır.
Eğer kadın ziyaret tavafını terk ederek memleketine dönerse, hüküm nedir?
Tavaf-ı ziyaret haccın farzıdır. Bu tavaf edâ edilemeksizin, karı koca birbirine helâl değildir ve ihram sona ermemektedir. Eğer bir kimse bu tavafı yapmadan gelirse, ihram bağlamadan gidip bu tavafı yapmalıdır ve yapmadığı müddetçe de karı koca münasebetleri konusunda ihram bâkî kalacaktır ve onun haccı da olmayacaktır. Bunun bir bedeli yoktur, kurban kesmek de işe yaramayacaktır. Bilakis geri dönerek bu tavaf yapılmalıdır.
Bu günlerde ay hâli geçiren kadınlar seferlerini uzatmalı ve temizlenip tavaflarını yapmadan Mekke-i Mükerreme’den ayrılmamalıdırlar. Eğer ay hâlini engellemek için bir tedbir olabilirse, bu önceden yapılmalıdır.
Ay hâlinden dolayı ziyaret tavafını geciktiren kadına kurban gerekir mi?
Hayız ve nifaslı kadına ziyaret tavafını tehir etmesinden dolayı kurban lazım olmaz.
Ay hâlindeki bir kadın haccın hangi fiillerini yapabilir?
Ay hâlindeki bir kadın haccın bütün fiillerini yapabilir. Elbette onun Beytullah’ı hayızlı iken tavaf etmesi câiz değildir, çünkü tavaf için taharet şarttır. Ayrıca tavaf mescidde yapılmaktadır. Hayızlının mescide girmesi ise câiz değildir.
Bir kimse tavaf esnasında hayız olursa, ne yapmalıdır?
Eğer tavafın dört veya ondan fazla şavtı yapılmışsa, tavaf edâ olmuştur. Geri kaç şavt kaldı ise onların sadakası verilmelidir. Eğer dört şavttan az yapılmışsa, tavaf edâ olmamıştır. Temizlendikten sonra yeni baştan yapılmalıdır.
Hayız nedeniyle yapılamayan şavtların sadakası ne kadardır?
Yapılamayan şavtlardan her bir şavt için yarım sa buğday veya bir sa arpa sadaka olarak verilmelidir.
Hayız hâlinde umre için ihrama girmek câiz midir?
Umre ihramına hayız hâlinde girilmesi câizdir. Elbette bu hâlde tavaf yapılamaz. Eğer tavafın tamamı veya çoğu yapıldıktan sonra ay hâli başlarsa, say yapılabilir, tavaf namazı ise muaftır.
Umre için ihrama giren kimse ay hâlinden dolayı hac efalinin başlaması yüzünden umre yapmaya fırsat bulamazsa ne yapmalıdır?
Eğer bir kimse umre için ihrama girer ve ay hâli başlar ve umre yapmak için fırsat bulamazsa, haccın fiilleri Mina, Arafat vs. başlarsa, böyle bir kadın umre ihramından çıkarak hac için ihrama girmeli ve haccın fillerine başlamalı ve sonradan da umresini kazâ etmelidir. Böyle bir kadının umre ihramından çıktığından dolayı kurban kesmesi gereklidir.
Umre ihramından çıkmanın şekli nedir?
Umre ihramından çıkmanın şekli şudur; ihramdan çıkma niyetiyle saçlar açılarak taranmalıdır.
Medîne-i Tayyibe’de hayız olan kadın Mescid-i Nebevî’deki kırk vakit namazı nasıl tamamlamalıdır?
Mesciddeki kırk vakit namaz erkekler için müstehabdır, kadınlar için değil. Kadınlar için Mekke-i Mükerreme ve Medîne-i Münevvere’de mescid yerine evlerinde namaz kılmak daha efdaldir.
On iki Zilhicce’de güneş batmadan önce ay hâlinden temizlenen kimse ile ilgili hüküm nedir?
On iki Zilhicce’de güneş batmadan önce gusül alarak Mescid-i Haram’a gidip tavafın tamamını veya dört şavtını yapabilecek bir vakitte temizlenir ve buna rağmen tavaf yapmazsa, böyle bir kimseye dem kurban vâcip olacaktır. Eğer dört şavt bile yapamayacak kadar az bir vakit bulabilirlerse, o zaman ona hiçbir şey vâcip olmayacaktır. Eğer kadın yakında hayız olacağını tahmin eder ve tam bir tavaf veya dört şavt yapabilecek kadar bir zaman bâkî olur, buna rağmen kadın tavaf yapmazsa ve ay hâli başlarsa ve yevm-i nahr yani kurban bayram günleri geçtikten sonra temizlenirse, böyle bir kimsenin kurban kesmesi vâcip olacaktır. Eğer dört şavt bile yapabilecek kadar bir vakit bulamamışsa, (yani onun tahminiyle hayızın başlaması arasında bu kadar bile fırsat olmamışsa) ona hiçbir şey vâcip değildir.
Yukarıda kendisine kurban vâcip olan kadına hangi türden bir kurbanlık vâcibtir?
Böyle bir kadına bir küçükbaş hayvan veya büyükbaş hayvanın hissesini kurban olarak vermesi vâcibtir.
Hayızlı kadının Safa Merve arasında say yapması câiz midir?
Kadın için hayız ve nifas hâlinde Safa ve Merve arasında say yapması câizdir, ister yapılan haccın say’i olsun, isterse umrenin. Elbette say’in temizlenerek yapılması müstehabdır.
Tavaf veya say’in çoğu hissesini yapan kimse hakkında hüküm nedir?
Çoğu hissesi yapılan tavaf ve say’de muteberdir. Fakat evla olanı temizlendikten sonra tekrar yeni baştan yapmasıdır. Bu durumda geri kalan şavtların sadakasının verilmesi de gerekli olmayacaktır.
Hac ve umre esnasında ilaç vs. yoluyla hayızın engellenmesi câiz midir?
Caizdir. Fakat ay hâli, hac ve umreye münafi değilken onu engellemeye ihtimam gösterilmesi nedendir? Ay hâlinde iken sadece tavaf yapılması câiz değildir. Diğer bütün fiiller câizdir.
Temettü veya kıran haccında kurban yerine oruç tutmak isteyen ve bu esnada hâize olan kimseyle ilgili hüküm nedir?
Eğer önceden üç gün oruç tutamamışsa, o zaman ona temettü kurbanı vâcibtir. Üç gün oruçtan bir veya iki gününü tutabilen kimseyle ilgili hüküm de aynıdır ki; o da temettü kurbanı kesmelidir.
Umre için ihrama giren kadın hâize olursa, temizleninceye kadar umrenin tavaf ve say’ini yapmamalıdır, çünkü umrede ilk önce tavaf yapılmaktadır, sonra da say. İşte bunun için umreye başlamaktan men edilmiştir. Eğer bu durumda umrenin fiillerini edâ etme fırsatı bulamadan Mina’ya hareket vakti gelirse, umre ihramından çıkılarak hac ihramına girilmeli ve yarım bırakılan bu umre, hacdan sonra kazâ edilmelidir.
Umre ihramından çıkılarak hac ihramına girilmesi durumunda, umre ihramından çıkması nedeniyle böyle bir kadın, bu umreyi kazâ edinceye kadar kocasına haram mı kalacaktır?
Umre ihramından çıkarak hac ihramına girilmesi durumunda, kadın haccı edâ ettikten sonra kocasına helâl olacaktır, bozduğu umreyi ise sonradan kazâ yapmalı ve de kurban kesmelidir.
Umre tavafı esnasında ilk defa hâize olan ve tavafını tamamlayan kız çocuğu hakkında hüküm nedir?
Böyle bir kız çocuğu umre ihramından çıkmamalıdır. Aksine temizlendikten sonra tekrardan tavaf ve say yapmalıdır. Velhâsıl o büluğ çağında olmadığı bir hâlde ihrama girmiştir. Bundan dolayı da kendisine kurban vâcip değildir. Eğer çocuk ihram hâlinde ihramın yasaklarından herhangi birine mürtekip olursa, isterse baliğ olduktan sonra olmuş olsun, ona hiçbir şey vâcip değildir, çünkü o bundan önce mükellef değildi.
Hayız hâlinde ziyaret tavafı yapan kimseyle ilgili hüküm nedir?
Bu hâl kesretle meydana gelmektedir. Meseleyi bilmediklerinden dolayı birçok kadın haccın edâsından mahrum kalmaktadır. Masraf ile yolculuğun zorluk ve meşakkatlerine katlanmalarına rağmen onların haccı olmamaktadır, çünkü ziyaret tavafı farzdır. Hayızlı kadın ziyaret tavafını yapmadan önce dönerse, onun haccı edâ olmayacaktır, hatta kocasına yaklaşma konusunda onun ihramı da bâkî kalacaktır. Böyle bir kadın temizlendikten sonra kocası mücameatta[2] bulunursa, bir küçükbaş hayvanın Harem’in hududu içinde keffaret olarak kesilmesi vâcibtir. Eğer bu fiil müteaddit defa olmuşsa, yani eğer birçok defa mücamaat yapılmışsa, keffaret de müteaddid olacaktır. Elbette ihramdan çıkma niyetiyle mücamaat yapılması hâli müstesnadır.
Böyle kadınların hac seferlerinin
muahhar yapılması için organizasyonlar yetkili mercilere gerekli başvuruları
yapmalıdırlar ve eğer bilfarz böyle kadınların bir türlü tavaflarını
yapabilmeleri için yolculuklarını erteleyerek kalmaları mümkün değil ise ve bu
durumda böyle bir kadın tavaf yaparsa, onun ziyaret tavafı edâ olacaktır, ancak
iki rekât tavaf namazı temizleninceye kadar tehir edilmelidir. Eğer hac için
say yapılmamışsa, ziyaret tavafından sonra say de yapılmalıdır, çünkü hayızlı
kadın bu tavafı hayız hâlinde yapmıştır. Bu yüzden o tam bir büyük baş hayvan
veya tam bir deve keffaret olarak Harem’in hududları içinde kesmesi gereklidir,
tâ ki noksanın telafisi olmuş olsun. Ayrıca buna ilave olarak Allahu Teâlâ’ya
istiğfar edilmeli ve af dilenmelidir.