Resulullah (sav) Efendimiz Biricik oğlu Hz İbrahim (ra)
Hz İbrahim (ra) mübarek kabri şerifleri cennet’ül baki Medine Münevvere
Rasûl-i Ekrem’in en küçük çocuğu ve en küçük oğluydu. Hicretin sekizinci senesi Medine’de doğdu. İbn İshaka göre, Resûl-i Ekrem’in İbrahim’den başka bütün çocukları, Peygamberlikten önce doğmuşlardı.
İbrahim, Mısırlı Hazreti Mâriye‘den dünyaya gelmiş, Hazreti Âişe’nin rivayetine göre, on yedi veya on sekiz aylıkken vefat etmişti.
Rasûl-i Ekrem, İbrahim’in doğumundan çok memnun olmuş, yedinci günü bir ziyafet vermiş, fukaraya sadaka dağıtmış, oğluna Hazreti İbrahim’in adını takmıştı. Çünkü, Rasûl-i Ekrem’in Hazreti Hadîce’den doğmuş olan erkek çocukları küçük yaşlarındayken ölmüşlerdi. Diğer zevcelerinden de evlâdı olmamıştı.
Ebû Rafiın zevcesi Selmâ, yeni doğan İbrahime sütannelik yapmıştı. Buhârî, Ümmü Seyf’in İbrahimi emzirdiğini bildirmektedir. Rasûl-i Ekrem, sütanneye uğrar, İbrahimi görür, okşar ve öperdi.
İbrahim, Ümmü Seyf’in evinde öldü. Hazreti Peygamber, çocuğunun hastalığını duyunca, Avfoğlu Abdurrahmân ile onun yanına gitmiş, İbrahim’in ölüm pençesinde kıvrandığını görünce, dayanamamış ağlamıştı. Abdurrahmân:
“Yâ Resûlallah! Ne yapıyorsunuz?.,” deyince, Rasûl-i Ekrem:
“Şefkat duygularım
galeyana geldi.” buyurmuştu.
Rasûl-i Ekrem, oğlunun cenaze namazını kılmış, Abbâs oğlu Fadl, Zeyd oğlu
Üsâme, Maz’un oğlu Osman, İbrahimi mezarına indirmişti. Beki’ mezarlığına
gömüldü.
İbrahim öldüğü zaman güneş tutulmuştu. Halk, güneş de mateme katıldı, deyince Rasûl-i Ekrem:
“Güneş ile ay, Allah’ın âyetlerindendir. Bir fânînin ölümü yüzünden tutulmazlar!”
diye hitapta bulunarak, Müslümanları böyle yanlış anlayışlardan uzaklaştırmışlardı.