MESCİD-İ ĞAMÂME (MESCİD-İ MUSALLÂ) (Bulut Mescidi)
Rasül-ü Ekrem bayram namazlarını Mescid-i Nebevî’de değil, buraya güneybatı yönünde 500 m. mesafedeki açık alanda kıldırırdı. Bazen yağmur duası için de kullanılan ve Medine’ye gelen kafilelerin konakladığı Menâha adlı bu yerin bir bölümü musallâ haline getirilmişti.
Ömer b. Abdülaziz Medine valiliği esnasında burayı imar etmiş ve bundan sonra “Mescid-i Musallâ” adıyla anılmıştı.
Rasülüllah (s.a.v.) bayram namazı ve yağmur duası için buraya çıktığı zaman kendisini bir bulutun gölgelemesi sebebiyle sonraki dönemlerde Ğamâme Mescidi adıyla meşhur oldu.
Sultan I. Abdülmecid tarafından yeniden inşa edilen 32,5 x 23,5 m. ölçüsündeki Mescidi Ğamâme güney tarafında büyük bir kubbe, kuzey tarafında ise bu büyük kubbeyle uyumlu beş küçük kubbe ile örtülüdür.
Sultan II. Abdülhamid döneminde ve 1990’da kapsamlı bir tamirattan geçirilen mescid, Osmanlı mimari tarzını hâlâ korumaktadır.
Efendim Hz. Muhammed (s.a.v) Medine deki ilk bayram namazını ve son dört sene bayram namazlarını kıldırdığı yer olarak bilinir. Münaha diye bilinen bu yerde Peygamber efendimiz (s.a.v) mucizelerinden biri olan yağmur duasında efendimizin üstüne gelen bulutun gölgelendirmesi ve sonrasında yağan yağmur üzerine bulut anlamına gelen GAMAME denilmiştir. Osmanlı sultanı I.Abdülmecit tarafından yaptırılan irili ufaklı 10 kubbeden oluşan mescide bakıldığında bulutu andırmaktadır.
İslâm’ın ilk asırlarında genellikle şehirlerin kenar kısımlarında toplu namazlar için musallâlar hazırlanır ve bayram, cuma namazları gibi toplu namazlar bu günkü gibi muhtelif camilerde değil, sadece namazgâh denilen bu musallâlarda kılınır, böylece bütün şehir halkının haftada bir defa bir araya gelmesi sağlanırdı. Nitekim Ebu Said El-Hudrî (r.a)’ın ifadesine göre: “Rasulullah (s.a.s), Ramazan ve Kurban bayramlarında musallâya çıkar ve ilk başladığı şey namaz olurdu. Namazdan sonra ayağa kalkarak sahabeye vaaz eder, onlara gerekli tavsiyelerde bulunur, gerekli emirleri verir, gaza için göndereceği varsa onları gönderir ve daha sonra musalladan evine geri dönerdi” (Buhârî İdeyn, 6).
Nafi’ b. Ömer de der ki: “Rasulullah (s.a.s), bayram gününün sabahında musallâya gider ve beraberinde mızrağı da götürülürdü. Musallaya varınca mızrağı, kendisinin önünde dikilir ve ona doğru namaz kılardı. Rasulullah’ın o zamanki musallâsı bir düzlükten ibaretti ve önünde mihrap gibi herhangi bir şey yoktu” (İbn Mace, İkamet, 164).
Gamame aynı zamanda bulut demektir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) Efendimizi çocukluğundan beri çok güneşli günlerde günesşin yakıcı sıcaklığından koruyan bulut medineye hicretinden sonra Rasulullah (sav) mescidinde veya kapalı alanlarda bulunduğu sürece bulutun bu mevkide durduğu rivayet edilmiştir.
Bu ssebeple bu mescide bulut mescidi anlamına gelen gamame mescidi ad verildiği ifade edilmektedir.
YAĞMUR DUASI
Yağmur (istiska) duası nasıl yapılır? Müslümanların kuraklık şikayeti üzerine Peygamberimizin yaptığı yağmur (istiska) duası…
Bir defâsında Habîb-i Ekrem Efendimiz’e yağmur yağmadığından şikâyet edilmişti. Bunun üzerine Allâh Resûlü, bir minber getirilmesini istedi. Minber, Cuma, bayram ve cenâze namazlarının kılındığı alana (musallâya) kuruldu. İnsanların orada toplanması için gün tespit edildi.
PEYGAMBERİMİZİN YAĞMUR DUASI
Peygamber Efendimiz, güneşin kızıllığı ufukta görülür görülmez yola çıktı. Musallâya varıp minbere oturdu. Tekbir getirdi, Allâh’a hamd etti ve:
“Sizler, memleketinizin kuraklığa uğradığından, yağmurun tabiî vaktinde yağmayıp gecikmesinden şikâyet ettiniz. Allâh -celle celâlühû- kendisine duâ etmenizi emrediyor. Duânıza icâbet edeceğini va’dediyor.” buyurdu ve şöyle duâ etti:
“Hamd, Âlemlerin Rabbi’ne mahsustur. O, Rahmân ve Rahîm’dir. Âhiret gününün sâhibidir. Allâh’tan başka ilâh yoktur. O dilediğini yapar. Ey Rabbimiz! Sen kendisinden başka ilâh olmayan Allâh’sın. Sen zenginsin, biz fakiriz. Üzerimize yağmur indir. İndirdiğini bize kuvvet ve güç kıl. Onu belli bir müddet bize yetir!”
Bunu söyledikten sonra ellerini kaldırdı. O kadar yukarı kaldırdı ki, koltuğunun altındaki beyazlık göründü. Sonra sırtını halka döndü, elbisesini ters çevirdi, elleri bu sırada hep yukarı kalkmış vaziyette idi. Sonra tekrar halka döndü. Minberden indi ve iki rekât namaz kıldı. Allâh, hemen o anda bulutlarını gönderdi. Gök gürledi, şimşek çaktı. Allâh’ın izniyle yağmur yağmaya başladı. Fahr-i Kâinât Efendimiz, daha mescidine dönmeden seller aktı. Hz. Peygamber, cemaatin sığınaklara dönmedeki acelelerini müşâhede edince tebessüm etti ve:
“Şehâdet ederim ki, Allâh her şeye kâdirdir ve ben de Allâh’ın kulu ve Resûlü’yüm” buyurdu. (Ebû Dâvûd, İstiskâ, 2/1173)
YAĞMUR DUASI ARAPÇA
Yine Peygamber Efendimiz, yağmur duâsına çıkınca:
اَللّٰهُمَّ اسْقِ عِبَادَكَ وَبَهَائِمَكَ وَانْشُرْ رَحْمَتَكَ وَأَحْيِى بَلَدَكَ الْمَيِّتَ
“Ey Rabbim kullarını ve diğer canlıları sula, rahmetini yay, ölü beldeni dirilt.” derlerdi. (Ebû Dâvûd, İstiska, 2/1176)
İSTİSKA NAMAZI NEDİR?
Peygamber Efendimiz, Allâh’tan yağmur istediğinde “İstiskâ Namazı” kılmış, böylece duâsının kabûlü için nâfile namazla da tevessülde bulunmuştur.