Sukyâ Mescidi


Amberiyede bulunan tren istasyonun içerisinde üç kubbeli küçük bir mesciddir.

Alanı 65 m²  dir. Bu yere sukya mahallesi Saad’ın yeri denir. Bundan dolayı da bu mescide Sukya Mescidi denmiştir. Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) Bedir muharebesine giderken burada orduyu denetlemiş, küçük gördüğü sahabilerin çocuklarını geri çevirmiş ve burada bulunan sukya kuyusundan abdest alıp su içmiştir. Ve yine meşhur ehli Medine için olan duasını burada yapmıştır. Bu duada ehli Medine için bereketle dua etmiş ve Medine-i Münevvere yi Mekke gibi harem ilan etmiştir. Hz ömerin de Hz. Abbasın elini tutarak onun yüzü suyuna yağmur duasına çıkma hadisesi burada olmuştur.

Medine’nin batısında Vebere harresinde bir kuyunun yanında inşa edilmiştir. ResuI-i Ekrem Bedir Gazvesi için yola çıktığında bu kuyunun yanında bir süre konaklamış, yaşları küçük olduğu halde orduya katılanları Medine’ye göndermişti. Daha sonra Hz. ıbrahim’e Mekke’nin bereketli kılındığı gibi Medine’nin de ashabına mübarek kılınmasını dileyerek, onlara Mekke’yi sevdirdiği gibi Medine’yi sevdirmesini Cenab-ı Hakk’tan niyaz etmişti. Hz. ömer’in yağmur duası için bu yeri tercih etmesi de Resulullah’ın duasıyla ilgilidir. Daha sonra buradaki kuyunun hemen kuzeyinde büyük ihtimalle ömer b. Abdülaziz tarafından bir mescid yaptırılmıştl. Bugün Medine tren istasyonu dahilinde güneydoğu tarafında yer alan Sükya Mescidi, 13 x 5 m. ölçülerinde ve ortadaki büyük olmak üzere üç kubbeli Osmanlı tarzı küçük bir mescid olarak ayaktadır. (Hicaz Albümü, Diyanet ışleri Başkanlığı)

BEDİR SAVAŞI’NDA MÜSLÜMANLAR VE MÜŞRİKLER KAÇ KİŞİYDİ?

Müşriklerin sayısı 950 veya bin idi. Yüz veya iki yüzü atlı, yedi yüzü develiydi. Çoğu zırhlıydı. Kureyş’in bütün büyükleri gelmişti. Yanlarına şarkıcı câriyelerini de aldılar, defler çaldırarak ve Müslümanları kötüleyen şiirler okutarak yola çıktılar.

Hicretin ikinci yılı, Ramazan ayının on ikisiydi. Allâh Resûlü, Abdullâh bin Ümm-i Mektûm’u namazları kıldırmak üzere Medîne’de vekil bırakarak 313 kişilik ordusuyla şehir­den çıktı. Bunların 64’ü Muhâcir, gerisi Ensâr’dandı. Üçü atlı, yetmişi develi, diğerleri de yaya idiler.

Peygamber Efendimiz, Medîne’ye bir mil uzaklıkta bulunan Buyûtu’s-Sukyâ’da mücâhidleri durdurdu. Yaşı küçük olanları geri çevirdi. Sa’d bin Ebî Vakkâs (r.a.) şöyle anlatır:

“Resûlullâh’ın yaşı küçük olanları çevirmesinden az önce kardeşim Umeyr’i saklanmaya çalışırken gördüm:

«–Sana ne oldu kardeşim?» dedim.

«–Allâh Resûlü beni küçük görür de geri çevirir diye korkuyorum! Hâlbuki ben sefere çıkmayı çok istiyorum ve Allâh’ın bana şehîtlik nasîb etmesini ümîd ediyorum!» dedi. Gerçekten de kardeşim Resûlullâh’a arz edilince onun henüz küçük olduğunu görüp:

«–Sen geri dön!» buyurdu. Umeyr ağlamaya başladı. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz de müsâade buyurdu. Umeyr küçük olduğu için kılıcını ben bağlayıveriyordum. Bedir’de şehît düştüğü zaman 16 yaşlarında idi.” (Vâkıdî, I, 21; İbn-i Sa’d, III, 149-150)

Resûlullâh ashâbıyla birlikte yola çıktığında, deve sayısı yetersiz olduğundan, bir deveye sırayla üç kişi biniyordu. Resûlullâh Efendimiz de, devesine Hazret-i Ali ve Ebû Lübâbe ile nöbetleşe biniyordu. Yürüme sırası Peygamber Efendimiz’e gelince arkadaşları:

“–Yâ Resûlâllah! Lütfen Siz binin! Biz, Siz’in yerinize de yürürüz.” dediler. Allah Resûlü ise:

“–Siz yürümeye benden daha tahammüllü değilsiniz. Ayrıca ben de sevap kazanma husûsunda sizden daha müstağnî değilim.” buyurdu. (İbn-i Sa’d, II, 21; Ahmed, I, 422)

Resûl-i Ekrem Efendimiz bu tavrıyla, Allâh’a duyduğu engin muhabbetini, ibâdet ve hizmetle Cenâb-ı Hakk’a yaklaşmaya ne kadar iştiyaklı olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, -kim olursa olsun- herkes için adâlete, hak ve hukûka son derece riâyetkâr olmak gerektiğini tâlim buyurmuştur.

Allah Resûlü bir müddet sonra Ebû Lübâbe’yi (r.a.) kendisine vekâlet etmesi için Medîne’ye geri gönderdi.

Ayrıca Efendimiz s.a.v. burada namaz kılmış ve Medine ehli için dua etmiştir.

Ali r.a.’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah s.a.v. ile beraber çıktık Sa’d b. ebî Vakkâs r.a.’a ait olan Harret-üs Sukyâ’ya varınca Rasûlullah s.a.v., bana: “Abdest suyunu getiriniz” buyurdu. Abdest aldı, kıbleye dönerek şöyle duâ etti: “Allah’ım! İbrahim senin kulun ve dostun idi, Mekke halkı için sana bereket duâsında bulundu. Ben de senin kulun ve Peygamberinim, Medîne halkı için; Sana duâ ediyorum, Medîne halkının ölçeklerini Mekke halkına bereketli kıldığın iki misli bereketli kıl. Her bereketle birlikte iki bereket kıl.” (Tirmizi, 68. Bölüm; Hadis: 3914)

Google Maps

Mit dem Laden der Karte akzeptieren Sie die Datenschutzerklärung von Google.
Mehr erfahren

Karte laden

PGlmcmFtZSBsb2FkaW5nPSJsYXp5IiBzcmM9Imh0dHBzOi8vd3d3Lmdvb2dsZS5jb20vbWFwcy9lbWJlZD9wYj0hMW0xNCExbTghMW0zITFkMTA0OS43ODg2MjIyODU1MzQ4ITJkMzkuNjAwMDI0NSEzZDI0LjQ2MTE1MDchM20yITFpMTAyNCEyaTc2OCE0ZjEzLjEhM20zITFtMiExczB4MTViZGJmMDU0MjYyY2I2NSUzQTB4NDU5MDg1YjhkMjhjZWJlMiEyc01hc2ppZCUyMHN1cXV5YSE1ZTEhM20yITFzZW4hMnNkZSE0djE1OTY3MjYwNzQxNjchNW0yITFzZW4hMnNkZSIgd2lkdGg9IjYwMCIgaGVpZ2h0PSI0NTAiIGZyYW1lYm9yZGVyPSIwIiBzdHlsZT0iYm9yZGVyOjA7IiBhbGxvd2Z1bGxzY3JlZW49IiIgYXJpYS1oaWRkZW49ImZhbHNlIiB0YWJpbmRleD0iMCI+PC9pZnJhbWU+