Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) Hazret-i Âişe (r.a) vâlidemizle izdivâcı gerçekleşti.
PEYGAMBER EFENDİMİZ HZ. AİŞE (R.A.) İLE NASIL EVLENMİŞTİR?
Hz. Muhammed (s.a.v.) Hz. Aişe (r.a.) ile ne zaman evlenmiştir? Peygamber Efendimiz’in Hz. Aişe validemizle evliliği nasıl gerçekleşmiştir? Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Hz. Aişe ile evlenmesi…
Hz. Muhammed (s.a.v.) ile Aişe vâlidemizin nikâhları hicretten evvel Mekke’de kıyılmış, ancak evlilikleri Medîne’de tahakkuk etmiştir.
HZ. MUHAMMED’İN (S.A.V.) HZ. AİŞE İLE EVLENMESİ
Hz. Aişe şöyle anlatmaktadır:
Allâh Resûlü Medîne’ye hicret ettiği zaman bizi ve kızlarını Mekke’de bırakmıştı. Daha sonra Zeyd bin Hârise ile Ebû Râfî’yi iki deve ve ihtiyaç duyacakları şeyleri almak üzere 500 dirhem parayla Mekke’ye gönderdi. Babam Ebûbekir de Abdullâh bin Uraykıt’ı iki veya üç deve ile onlarla birlikte gönderdi. Kardeşim Abdullâh’a; annem Ümmü Rûmân’ı, beni ve kız kardeşim Esmâ’yı develere bindirerek göndermesi için haber yolladı.
Ebû Râfî, Fâtıma’yı, Ümmü Gülsüm’ü ve Sevde bint-i Zem’a’yı; Zeyd de Ümmü Eymen’i ve oğlu Üsâme’yi develere bindirdi. Hep birlikte yola çıktık.[1] Minâ’dan Beyz mevkiine ulaştığımızda devemiz kaçtı. Biz hevdecin içindeydik. Annem; “Eyvâh kızcağızım! Eyvâh gelinciğim!” diyerek çırpınıyordu. Allâh Teâlâ devemizi sâkinleştirip bizi selâmete erdirdi.
Nihâyet sağ sâlim Medîne’ye vardık. (Allâh Resûlü ile nikâhımız Mekke’de kıyılmış olduğu hâlde) ben âilemle birlikte kalıyordum. O sıralar, mescid ve civârındaki odalar yapılmıştı. Resûlullâh’ın âilesi kendi odalarına yerleştiler. Bir müddet sonra babam:
“–Yâ Resûlallâh! Ehlinle evlenmekten Sen’i alıkoyan nedir?” diye sordu.
Allâh Resûlü:
“−Mehirdir.” buyurdu.
Bunun üzerine babam Ebûbekir, yardım olarak on iki buçuk ukıyye gönderince Resûlullâh mehrimi vererek Şevvâl ayı içinde benimle evlendi. Düğün için ne deve ne de koyun kesildi. Sâdece Sa’d bin Ubâde -radıyallâhu anh-, Resûlullâh’a büyük bir kapla yemek gönderdi.
Hz. Zeynep ise henüz müslüman olmayan kocası Ebu’l-Âs bin Rebî müsâade etmediği için bir müddet daha Mekke’de kaldı.
Hevdec: Kadınların binmesi için deve üzerine yapılan küçük mahfel.
Ukıyye: Eski bir gümüş para birimi. 1 ukıyye yaklaşık 128 gram’a tekâbül eder. Ukıyye aynı zamanda ağırlık ölçüsü olarak da kullanılmaktadır.
İbn-i Sa’d, VIII, 58, 62-63.
Sa’d bin Ubâde, İkinci Akabe Bey’ati’nde Müslüman oldu. Orada seçilen 12 temsilciden biri idi. Çok zengin ve cömert bir kimseydi. Resûlullâh Hâlid bin Zeyd’in evinde yedi ay misâfir olduğunda, Hz. Sa’d her gün yemek gönderirdi. Kale şeklinde bir evi vardı. Orada ikâmet eder ve hergün burada büyük ziyâfetler verirdi. Herkes oraya gidip yer içerdi. Ashâb-ı Suffe’yi hergün doyururdu. Pek çok savaşta Hazrec kabîlesinin sancağını taşıdı. Zû Kared Gazvesi’nde, orduya erzak olarak on deve yükü hurma verdi. Onun bu hizmeti üzerine Peygamberimiz:
“Allâh’ım! Sa’d’a ve Sa’d âilesine rahmet eyle!” diyerek duâ etti. Benî Kurayza Gazâsı’nda da bütün orduya yiyecek verdi. Vefât edinceye kadar canıyla ve malıyla devamlı hizmette ve cihadda bulundu. Medîne civârında pek çok arâzîsi, bağı ve bahçesi vardı. Evi, Medîne’nin kenar mahallesinde idi. Mescid-i Nebî’ye uzak olduğu için, orada bir mescid yaptırmıştı. Hz. Ebûbekir’in halîfeliğinden sonra Şam taraflarında Havran’a gitti. 635 senesinde orada vefât etti. Gûta kasabasında defnedildi.