SAHÂBE-İ KİRÂM’A SAYGI, SEVGİ BESLEMEK VE ONLARIN BİR TAKIM FAZİLETLERİ


Sahâbe-i Kirâm’ın yaşantısından bir kaçını örnek olarak yazmış bulunuyoruz. Yoksa onların örnek yaşantıları büyük ve kalın kitaplara da sığmaz. Bu konuda bir çok kitaplar ve risaleler vardır.

Kitabın sonuna gelmişken çok önemli bir konuya dikkatleri çekmek son derece gereklidir. O konu şudur. Her şeyde serbestliğin yaygın olduğu bu zamanda biz müslümanlar arasında da dinin pek çok meselelerinde ihmalkarlık ve başıboşluğun rengi göze çarpmaktadır. Aynı şekilde Sahâbe-i Kirâm radıyallahu anhum ecmaîn’in kıymetini bilmek, onlara hürmet ve saygılı olmak hususunda haddinden fazla eksiklik vardır. Hatta daha ileri giderek dine aldırış etmeyen kimseler onların şanına küstah- ça dil uzatmaktadırlar. Halbuki Sahâbe-i Kirâm radıyallahu anhum ecmaîn dinin temelleri- dir. Dini ilk önce yayan onlardır. Biz onların hakkını ölene kadar ödeyemeyiz. Allahu Teâlâ lütfu ile onların mübarek ruhlarına yüz binlerce rahmet eylesin. Onlar Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’den dini öğrenip, bize kadar ulaştırdılar.

Bu son bölümde Kâdı lyâz rahmetullahi aleyh’in “Şifa” adlı kitabından bir bölümû bu konuyla ilgili olduğundan dolayı kısaca yazıyorum.

Kådı lyâz rahmetullahi aleyh buyuruyor ki: Sahâbe-i Kirâm’la ilgili şu hususlara riayet etmek bizzat Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in kendisine saygı ve hürmettendir.

Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in yüce ashabına saygı ve hürmet göstermek, onların hakkını gözetmek, onlara tâbi olmak, onları övmek, onlar için istiğfar etmek, bağışlanmaları için dua etmek, aralarındaki ihtilaflar hakkında dilini tutmak, o mübarek zatların değerini küçülten tarihçiler, şiiler, bid’at ehli ve cahil ravilerin haberlerinden yüz çevirmek. Onlar hakkında bu tip bir rivayet duyunca iyiye tevil etmek ve iyiye yormak. Çünkü onlar buna layıktırlar. Onları anarken saygısızlık etmemek. Bilakis devamlı iyiliklerini ve üstünlüklerini anlatmak, eksik görülen şeylere sükut etmek. Çünkü Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem, “Ashabım(ın hata ve kusurları) zikredilince sükut ediniz” buyurmuştur. Sahåbe-i Kirâm’ın faziletleri Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde sık sık geç- mektedir.

Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor:

 محمد رسول الله والذين معه أشداء على الكفار حماء بينهم نزيهم ركعا جدا يتغون فضلا من الله ورضوانا سيماهم في وجوههم من أثر السجود ذلك لهم في التوراة ومثلهم في الإنجيل کرزع أخرج شطأة قارة استغلظ فاستوى على سوقه يعجب الزراع ليغيظ بهم الكفار وعد الله الذين أمنوا وعملوا الصالحات ( الفتح -۲۹ ) منهم مغفرة وأجرا عظيما                                                                                         

” Muhammed Allah’ın Rasûludür . Beraberinde bulunanlar da kafirlere karşı çe tin , kendi aralarında merhametlidirler . Onları rükua varırken , secde ederken görürsün . Allah’tan lütuf ve riza isterler . Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır . Bu , onların Tevrat’taki vasıflarıdır . İncil’de ki vasıfları da şöyledir : Onlar filizini yarıp çıkarmış , gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış , gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu , ziraatçilerin de hoşuna gider . Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kafirleri öfkelendirir . Allah iman edip iyi ameller işleyenlere mağfiret ve büyük mükafat vaadetmiştir “ ( Fetih – 29 )

Bu mana Tevrat’ta ayet olduğu takdirdedir . Çünkü ayetin farklı olmasıyla manada farklılık meydana gelir . Bu da tefsirlerden anlaşılabilir . Bu surenin başka bir yerinde şöyle buyuruluyor :

 لقد رضي الله عن المؤمنين اذ يبايعونك تحت الشجرة فعلم ما في قلوبهم فائز السكينة عليهم وأثابهم فتحا قريبا ومانم كشيرة يأخذونها وكان الله ( الفتح -۱۸،۱۹ ) عزیزا

” Andolsun ki o ağacın altında sana biat ederlerken Allah , mü’minlerden ra zi olmuştur . Kalplerinde olanı bilmiş , onlara manevi huzur indirmiş ve onlari pek yakın fetihle mükafatlandırmıştır . ‘ (1) Allah onları elde edecekleri bir çok ganimetlerle de mükafatlandırdı . Allah Aziz’dir ( her şeye galiptir ) , Hakim’dir ( hikmet sahibidir ) . “ ( Fetih – 18,19 )

İşte bu biat’e ( Bey’atü – uş – Şecere ) denilir . Sahâbe – i Kirâm hakkında başka bir ayette şöyle buyuruluyor .

ومنهم من ينتظر … رجال صدقوا ما عاهدوا الله عليه فمنهم من قضى نحبه الأحزاب -۲۳ ) وما بدلوا تبديلا

” ( Mü’minler içinde ) Allah’a verdikleri sözlerde duran nice erler var . İşte onlar dan kimi , sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir ; kimi de ( şehitliği ) beklemektedir . Onlar hiçbir şekilde ( sözlerini ) değiştirmemişlerdir . “ ( Ahzab – 23 ) 1)Bundan Hayber’in fethi kastedilmiştir . Zira Hayber’in fethi bu olaya pek yakın bir zamanda olmuştur .

Sahabe – i Kirâm hakkında başka bir ayette şöyle buyuruluyor .

 والسابقون الاولون من المهاجرين والأنصار والذين اتبعوهم باخان رضي الله عنهم ورضوا عنه وأعد لهم جنات تجري تحتها الأنهار خالدين فيها أبدا ذلك ( التوبة -۱۰۰ ) الفوز العظيم

” İslam dinine girme hususunda ) önce geçen ilk muhacirler ve ensar ile on lara tâbi olanlar var ya , işte Allah onlardan razı olmuştur , onlarda Allah’tan razı olmuşlardır . Allah onlara , içinde ebedi kalacakları , ağaçları altından ir maklar akan Cennet’ler hazırlamıştır . İşte bu , büyük kurtuluştur ” ( Tevbe – 100 )
Bu Ayet – i Kerime’lerde Allahu Teâlâ Sahâbe – i Kirâm’ı övmüş ve onlardan razı olduğunu açıklamıştır . Aynı şekilde hadislerde de Sahâbe – i Kirâm’ın pek çok faziletleri zikredilmiştir . Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem buyuruyor ki : ” Benden sonra Hz . Ebû Bekr ve Hz . Ömer’e uyunuz . ” Bir hadiste de ” Benim ashabim yıldızlar gibidir . Hangisine uyarsanız , hidâyete erersiniz . “ buyurulmuştur . Hadis alimleri bu hadis hakkında söz etmişlerdir . Bunu zikrettiğinden dolayı Kâdi lyaz’a itiraz edilmiştir . Ancak Molla Aliyyül Kâri rahmetullahi aleyh şöyle yazmıştır : Rivayet yollarının çokluğundan dolayı Kadi lyaz’a göre bu hadis geçerli olabilir veya faziletler konusuna girdiğinden dolayı zikredilmiştir ( Çünkü faziletler bahsinde biraz zayıf olan hadisler zikredilebilir ) .

Hz . Enes radıyallahu anh diyor ki : Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki ;                      

Benim ashabım yemekteki tuz gibidir . Tuz olmadan yemeğin tadı güzel olmaz .                                  

Yine Rasûlullah sallallahu aleyhi veseliem şöyle buyurdu :                                                                       

“ Benim sahâbelerim hakkında Allah’tan korkun . Onları kınamalarınıza hedef yapmayın . Onları seven , beni sevdiği için sever . Onlara buğz eden , bana buğz ettiği için buğz eder . Kim onlara eziyet ederse bana eziyet etmiş olur . Kim bana eziyet ederse Allah’a eziyet etmiş olur . Allah’a eziyet eden ise yakında azaba yakalanır .

Bir de Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur :                                                           

 “ Benim ashabıma sövmeyin . Sizden birinin Uhud dağı kadar altını sadaka olarak vermesinin sevabı , onların bir müdd(1) veya yarım müdd ‘ sadaka vermesine eşit olamaz . “
Yine Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki : ” Kim sahâbelerime söverse ( dil uzatırsa ) ona Allah lanet etsin , melekler lanet etsin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun . Onun ne farz ibadetleri kabul olur ne de nafileleri . “                                             

1) Bir müdd yaklaşık 800 gramdır

Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem buyuruyor ki : “ Allahu Teâlâ Peygamber lerin dışında bütün mahlûkat içinde benim ashabımı seçti . Onlardan dördünü mümtaz kıldı . Onlar Ebû Bekr , Ömer , Osman ve Ali’dir . Allahu Teâlâ onları ashabımın hepsinden üstün kıldı .

Eyyûb Sahtiyani rahmetullahi aleyh diyor ki : ” Ebū Bekr radiyallahu anh’ı seven dinini doğrultmuştur . Ömer radıyallahu anh’ı seven dinin apaçık yolunu bulmuştur Osman radıyallahu anh’ı seven Allah’ın nûru ile nurlanmıştır . Ali radıyallahu anh’ı seven dinin sağlam ipine yapışmıştır .

Sahâbe – i Kirâm’ı öven kimse münafıklıktan uzaktır . Sahâbe – i Kirâm’a saygısızlık eden bid’at ehlindendir , münafıktır , sünnete karşıdır . Sahâbe – i Kirâm’ın hepsini sevinceye ve onlara karşı kalbini temiz tutuncaya kadar onun hiçbir amelinin kabul edilmeyeceğinden endişe ederim .

Bir hadiste Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem buyuruyor ki : ” Ey insanlar , Ben Ebu Bekr’den razıyım , siz de onun derecesini tanıyın . Ben Ömer’den , Osman’dan , Ali’den , Talhâ’dan , Zübeyr’den , Sa’d’dan , Said’den , Abdurrahman bin Avf dan , Ebû Ubeyde’den razıyım siz de onların mertebesini bilin . Ey insanlar , Allah celle celaluhu Bedir savaşına katılanlar ve Hudeybiye Savaşına katılanları bağışladı . Sizler sahâbem hakkında beni daima gözetin . Bir de kızları benim nikahımda olanları ve benim kızlarım kendilerinin nikahında olanları da gözetin . Sakın bu kimseler kıyamet günü sizin herhangi bir zulmünüzden dolayı davacı olmasınlar , yoksa o zulüm affedilmeyecektir . “

Bir hadiste buyuruluyor ki : ” Benim sahabe lerim ve damatlarım hakkında beni gözetin . Kim onlar hakkında beni gözetirse , Allahu Teâlâ dünya ve ahirette onu koruyacaktır . Kim onlar hakkında beni gözetmezse , Allahu Tealâ’nın onunla ilişkisi yoktur . Allah kimden ilişkiyi keserse bir musibete uğraması uzak değildir . “

Bir hadiste şöyle buyuruluyor . ” Kim sahâbeler hakkında beni gözetirse kıyâmet günü onun koruyucusu olurum ” .

Başka bir hadiste şöyle buyurulmakta dir : ” Kim sahâbem hakkında beni gözetirse o Havz – ı Kevser’de benim yanıma ulaşabilecektir . Kim de onlar hakkında beni gözetmezse o Havz – ı Kevser’de benim yanıma ulaşamayacak , beni ancak uzaktan görebilecektir ” .

Sehl bin Abdullah rahmetullahi aleyh diyor ki : ” Kim Peygamber sallallahu aleyhi veseliem’in ashabina saygı göstermezse o Peygamber’e dahi iman etmemiştir “ .

Allah celle celaluhu kendi lütuf ve keremiyle beni , dostlarımı , bana iyiliği dokunanları , tanışıp görüştüklerimi , üstadlarımı , talebelerimi ve bütün mü’minleri azabı ile yakalamasından ve sevgili Habibinin azarlamasından korusun ve Sahâbe – i Kirâm hazretlerinin muhabbetiyle gönüllerimizi doldursun .

Fezaili Amal sayfa 178